Ramazan bayramında sıklıkla tüketilen şekerlemeler, çikolata ve baklava gibi şerbetli tatlıların baş aktörü olan şekerin vücutta yarattığı olumsuz etkilere dikkat çeken Fitoterapi Uzmanı Dr. Ümit Aktaş, "Koronavirüs salgını bize önemli dersler verdi, vermeye de devam ediyor.
Daha sağlıklı yaşamak, daha doğru seçimler yapmak artık hiç olmadığı kadar önemli. Birkaç gün sonra Ramazan Bayramı. Bu bayram kendiniz ve çocuklarınız için daha doğru seçimlerde bulunun, bir sağlık reformu yapın. Kendinizi ve çocuklarınızı endüstriyel olarak üretilmiş olan nişasta bazlı şeker ile zehirlemeyin" diye uyarıyor.
ŞEKER, PANDEMİ DÖNEMİNDE RİSK BARINDIRAN TÜM KRONİK HASTALIKLARI TETİKLER
Çikolata, gofret, tatlı-tuzlu bisküviler gibi paketli ürünlerde ve şuruplu tatlıların tamamında bulunan nişasta bazlı şekerin karaciğer ve iç organ yağlanmalarına, yüksek trigliserid oranına sebep olduğunu belirten Dr. Ümit Aktaş, "Nişasta bazlı şeker, kan şekerini adeta jet hızıyla fırlatan, şekerin en zararlı formudur. Şeker ya da vücudun şeker olarak algıladığı besinler tükettiğinizde vücudunuz daha fazla insülin hormonu üretir.
İnsülin ise kanser, diyabet ve tüm kronik hastalıkları tetikler. Kanserli hücreler de şekerle beslenir. Şeker beyin sağlığımızı da tehdit eder. Alzheimer hastalığının bu kadar artmasının baş sorumlusu şeker dolu beslenme modelimizdir. Vücudumuz çok fazla şeker tüketmeye programlı değildir.
Çok fazla şeker tüketerek vücudunuzun yaradılışına aykırı davranmayın. Unutmayın, nişasta bazlı şeker, bilinen tüm şeker formaları içinde en zararlısıdır. Sağlığımızın kıymetini daha iyi anladığımız Koronavirüs sürecinde, bağışıklık sisteminizi düşürecek, sağlığınızı bozarak sizi hastalıklara açık hale getirecek zararlı gıdalardan uzak durun. " diyor.
