İşte Hilal Kaplan'ın bugünkü köşe yazısı:
"Son bir haftada olanlara bakalım. İngiltere'de, İsrail'den çok İsrailci İçişleri Bakanı görevinden alındı.
Kanada Başbakanı Trudeau, "Kadınların, çocukların, bebeklerin öldürüldüğünü görüyoruz. Bu sona ermeli" dedi.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Gazze'de hemen ateşkes ilan edilip uluslararası yardımların ulaştırılması gerektiğini söyledi. Ayrıca Gazze için sahra hastanesi gemisi ve tıbbi yardım yollayacağını açıkladı.
Sosyal medyada #ÖzgürFilistin etiketi 25.5 milyar görüntülenme alırken, #İsrailinYanındayım etiketi sadece 440 milyon görüntülenmiş. Tiktok'tan 8 bin paylaşımın silinmesini isteyen İsrail'e şirketin verdiği cevapta Amerikalı gençlerin artan biçimde Filistin yanlısı olduğu anketlerle açıklandı ve konunun algoritmayla değil, genç nüfus desteğiyle ilgisi olduğu söylendi.
İsrail seviciliği yüzünden merkez binası her gün kırmızıya boyanan BBC bile yayınladığı bir videoyla İsrail'in delilleri tahrif ettiğini ve El Şifa Hastanesi'nin Hamas'ın komuta merkezi olduğuna dair hiçbir kanıt sunamadığını anlattı.
Bir diğer başat İsrailci kanal CNN ise "Video, İsrail ordusunun haber ekibi ziyaretlerinden önce El Şifa'daki silahları yeniden düzenlemiş olabileceğine işaret ediyor" diye haber yayınlayıp İsrail'in yalancılığını tasdik etmek zorunda kaldı.
New York Times'ın dünkü manşetinde ise Gazze'nin "bir çocuk mezarlığına döndüğü" vurgulanıyordu.
Biden içinse haberler çok kötü. Biden'ın Demokrat Parti'sini desteklediği bilinen MSNBC, 2024 Amerikan seçimlerine yönelik anketlerde Biden'ın ilk kez Trump'ın gerisine düştüğünü açıkladı. Biden, iki parti seçmenleri arasında olumlu imaj noktasında da Trump'ın gerisine düşmüş durumda.
İsrail sevici bir diğer lider olan İngiliz Başbakanı Sunak ise "İnsani yardımların Gazze'ye ulaşması ve çatışmalara acilen insani ara verilmesi için çabalarımızı sürdürüyoruz. Masum sivillerin çektiği acılar sona ermeli" diyerek ilk kez Gazze'ye yönelik insancıl bir mesaj vermek zorunda kaldı.
Dalga döndü ve dalgayı döndüren biziz. Bakmayın, "Tek kişi ne işe yararım" diyen duyarsızlara; bu dalgayı döndüren dünya kamuoyudur.
Kopenhag'dan Londra'ya, Güney Kore'den Washington'a dünya başkentleri en geniş katılımlı gösterilere sahne oluyor. Irkçılıkları bile Avrupa menşeli zavallılar Starbucks'a gidedursun, Starbucks sene sonunda küresel olarak en kötü bilançolarından birine hazırlanıyor.
