Şimdilerde palamut resmi geçidi başlamış durumda. Kendilerini yok etmek için pusuda bekleyen kimi yüzgeçli, kimi iki ayaklı sayısız düşmanlarına rağmen, onlar tarih boyunca genlerine yazılmış bu yolculuğu sürdürüyorlar. Katliamdan kurtulabilen palamutlar eğer iki yaşına gelebilirlerse, bunlara torik, üç yaşındakilere ise sivri deniyor. Daha da iri iki boy var. Onların da adı altıparmak ve pişota Toriklerin Karadeniz'den Boğaz'a geçişleri Deveciyan'a göre 21 Ekim'den itibaren gerçekleşiyor ve Akdeniz'e olan yolculuk en geç kasım sonunda tamamlanıyor. Mevsim dışında yakalanan balıklara ise 'firari balık' deniyor. Bunların eti, normal yıllık dönemini Karadeniz'de geçirenler kadar lezzetli olmuyor. Palamut ile ilgili bir başka ilginç gerçek de, balıkhanede daima çift olarak satılması ve 'çifti şu kadar' diye fiyatlandırılması. İşte şimdi gerek çingene palamudunun, gerekse ağabeyi palamudun en iyi zamanı. Kuşkusuz çingene palamuduna ızgarada, palamuda da tavada pişirilmek çok yakışır. Ama bu güzelim balıkla yapılacak daha pek çok yemek var. Özellikle palamudun pilakisi nefistir. İstanbul'un can damarı Boğaziçi şu sıralar şenlenmiş durumda. Bu suların verdiği palamut balığının dünyada bir eşi yok. Çingene palamudunun mevsimi geçmeden, palamut da düşmanları tarafından tümüyle talan edilmeden, İstanbul'un binlerce yıllık sakinleri gibi, bizler de onlardan payımıza düşeni kaçırmamalıyız.