Ailelerin ergenlikle ilgili soruları genellikle korku dolu oluyor. Ergenliğin yaşamın en önemli ve en güzel dönemlerinden biri olduğu kesin. Kimlik bulma çabaları arasında bazen fırtınalı geçen bu dönem sorunlarla dolabiliyor. Bu sorunlar, aileler ve toplum tarafından iyi ele alınamadığında, gence kendini geliştirmek için gerekli eğitim koşulları ve sosyal olanaklar sağlanmadığında hem genç hem aile hem de toplum için gerçekten korku dolu sonuçlar ortaya çıkabiliyor. Ailelerin yetiştirme şekilleri çocukları büyütürken sorumluluk vermeme eğiliminde olunca, toplum gençlere sağlıklı yön veremedikçe, gençlerin erişkin olması zorlaşacaktır. Çocukların büyüdüklerini bilmek aileler için bir yandan mutluluk, bir yandan da endişe vericidir. Onların kendilerinden uzaklaşacağı, kaybedecekleri, koruyamayacakları endişesi aileleri bazı yanlışlara sürükler. Bu yanlışların en önemlisi kendilerine bağlı ve kontrol edebilecekleri bir çocuk büyütürken, bu denli bağımlı, sorumluluk alamayan bir insanın aileleri dışındaki insanlar tarfından da kullanılmaya, zararlı bağımlılıklara ve ilişkilere karşı korunmasız olduğunu görememeleridir. Bu nedenle çocukla beraber, ailenin de büyüyüp olgunlaşması gerekir.
BÜYÜYEBİLMEK NEDİR?
Ergenlik döneminin sonuna doğru kişinin yaşam duruşunu değiştirip erişkinlikle yüzleşmesi gerekmektedir. Bu yüzleşme, ne yapmak istediğine karar vermiş, kendine güvenen ve saygı duyan ergenler için daha kolaydır. Ancak çok az sayıda ergen, bu dönemde ne yapmak istediğine karar vermiş olur. Yapmak istediğine ulaşmış olanların sayısı ise çok daha azdır. Yalnız yaşamak, sorumluluk almak, başarmak konusunda endişelidirler. Bu konuda rehberliğe ve cesaretlendirilmeye gerek duyarlar. Rehberlik onun isteklerini, hedeflerini belirlemesi demektir. Onun yerine hedef belirlemek, ergeni başarıya götürmez. Cesaretlendirme ise onun yerine yapmak, ona tüm kolaylığı sağlamaktan ziyade, başaracağına olan inancınızı göstermektir. 10'lu yaşların sonunda aile ilişkileri değişmeye başlar. Ergen, genç erişkin oldukça ebeveyn ilişkisinde dengeler değişir. Ebeveyninden daha iyisini yapabileceğini düşünen gence, "Biz de zamanında öyle sanırdık, başına geldikçe görürsün, hiçbir şey o kadar basit değil," demek yanlıştır. Küçükken olduğu gibi sorunlarını sizin çözeceğinizi beklemek de doğru olmayacaktır. Artık daha olumlu ilişkiler kurabilecek, ailenin doğru eleştirilerini olgunlukla karşılayabilecek yaşa gelmişlerdir. Ebeveynlerini mücadele etmeleri gereken anne ve baba değil, sadece birer insan olarak görebilirler. Ebeveynlere olduğu gibi, başka insanlara da daha duyarlı ve destekleyici hale gelirler. Sizinle birlikte yaşamaya devam etseler de kendilerine ait özel alanlarının olması, misafirlerini yalnız ağırlamaları, kendi politik, edebi, sosyal düşüncelerini konuşma zamanları gelmiştir. Ailesi olarak siz, her ne kadar ona daha öğretecek çok şeyiniz olduğunu düşünseniz, arkadaşlarıyla olan konuşmalarına katılarak deneyimlerinizi hepsiyle paylaşmanızın gerektiğine inansanız da o, artık genç bir erişkindir. Artık sizin kadar olmasa da onun da size öğreteceği şeyler vardır.
NASIL BİR GENÇ İSTİYORSUNUZ?
Değişen dünyada artık geniş aileler halinde yaşamak azalıyor. Ergenlikten sonra gençler kendilerine ait bir dünyada yaşamak istiyor. Bu, onları kaybetmek anlamına gelmez. Nerede yaşarsa yaşasın, sizinle olan bağı her zaman sürecektir. Tüm aileler ya da en azından çoğu aile, çocuğunun fiziksel ve duygusal olarak kendilerinden ayrılmaya başlamasının, onun yararına olacağının farkındadır, farkında olmalıdır. Sadece ergenliğin sonuna gelen gencin değil, ailenin de erişkinlikle yüzleşmesi gerekir. Unutmamak gerekir ki kendine güvenen, başarılı, siz dahil kimseye ihtiyacı olmayan ve kendine yeten, buna karşın sizi seven ve saygı duyan bir erişkinin anne-babası olmak gurur vericidir.