Yarın Babalar Günü. Babalara ilişkin birçok yazı çıkacak. Önemlerini, görevlerini anlatan, onlara alınabilecek hediyelerden bahseden birçok yazı. Peş peşe birkaç soru gelince, ben de babasız çocuklar hakkında düşündüm. Babasız çocuk olur mu? Fizyolojik olarak olanaksız bir durum! Ama gittikçe artan sayıda babasız çocuk var. Bu çocukların fiziksel anlamda bir babaları olmasına karşın, sosyal anlamda bir babaları yok. .
SPERM BABALAR
Dünyada artan bir yöntem, bize de taşındı sonunda: Sperm bankasından alınan spermlerle döllenme ve çocuk sahibi olma. Böylece ortaya 'sperm babalar' kavramı çıkıyor. Çünkü her çocuk bir gün, "Benim babam kim?" diye soracaktır. Bu durumda sorunun tek yanıtı var, "Senin baban bir spermdi yavrum." Sperm bankasından alınan spermlerle dünyaya gelen çocukların kurdukları gruplar var. Kardeşlerini ve babalarını arıyorlar. Yani siz ne kadar iyi anne olsanız da bir çocuğun babaya, kimin çocuğu olduğunu bilmeye ihtiyacı oluyor. Birbirini tanımayan ve dünyaya yayılmış pek çok kardeşin birbiriyle karşılaşması, ilişki kurması, âşık olması ve evlenmesi büyük bir etik sorun ve sosyal yara. Peki, bir erkek nasıl sperm babası olur? Sperm bankalarına dünyanın neresinde, kimden ve nasıl olacağını düşünmeden kimler sperm veriyor? Temel iki grup var: Biri bu işi para için yapanlar. Yani bir anlamda çocuklarını parayla satanlar... Onlar tüm bu olacakların çok farkında değiller muhtemelen. Farkında olanlar ise umursamıyor olmalı. Böyle birinden çocuk sahibi olmak ister misiniz? Diğer bir grup ise bunu özellikle yapanlar. Kendilerinin döllediği birçok yumurta olmasını isteyenler. Kimi narsizminden, megalomanisinden kendini çok önemli bulduğu için, bunun dünyaya bir hizmet olduğunu düşünerek, kendinden birden fazlayı insanlığa hediye ettiğine inanarak sperm verenler... Bir kısmı da bilmediğimiz başka patolojilerden dolayı bunu yapıyor. Ama temel özellikleri yüz yüze tanışıldığı zaman eş ya da çocuğumuza baba olarak gözümüz kapalı seçmeyeceğimiz tipler olması.
ZORAKİ BABALAR
Erkek egemen toplumda yıllarca evli ya da bekâr oldukları fark etmeden hamile bırakılan, anne olan kadınları kanıksadık. Şimdi bazı kadınlar, erkeklerin kadınlara yaptığını yapıyor ve çocuk istemediklerini belirten ya da bu konu hiç gündemde değilken erkeklerden hamile kalıyorlar. Böylece zoraki babalar çıktı ortaya. Zoraki anneler, çocuklarını çoğunlukla bırakamıyor ve bakmak zorunda kalıyor (sokağa terk edilen bebekleri saymazsak). Oysa zoraki babaların bir kısmı baba olduklarından bile haberdar olmuyor. Anne olan kadın, haber bile vermeden çocuğu kendi sahipleniyor. Baba olduğunu bilmeyen bu babasız çocukların babaları bir gün bir çocuk karşılarına çıkıp, "Ben senin çocuğunum," derse, sizce filmlerde olduğu gibi adam çok mu mutlu olur? Yoksa çocuğu istemez mi? Yaşam film olmadığı için ortada genellikle bir kez daha istenmeyen çocuklar ve zoraki babalar kalıyor.
RUHSUZ BABALAR
Diğer iki grup babanın aksine baba olmayı istemiş hatta mutlu olmuş babalar onlar. Ancak çocuklarının annelerinden ayrıldıkları anda babalık görevlerini bitirmiş olanlar... Baba olmayı sadece çocuğun annesi ile olmak sananlar. Onlara başka isim bulamadım. Baba olmanın ruhunu taşımadıkları kesin. Zaman zaman maddi şeyler yapsalar da zaman zaman anneye sorun çıkarmak adına çocuklarla ilişki kursalar da zaman zaman kendi çıkarları için baba olduklarını hatırlasalar da aslında hiç baba olamamış olanlar, ruhsuz babalar. Belki de en acı verici baba olma şekli, babasız çocukların ruhsuz babası olmaktır.
VE DİĞERLERİ...
Diğerlerinden olmak gurur verici olmalı. Bir çocuğun her adımında yanında olmak, onun gelişimini izlemek ve katkıda bulunmak, ona öğretmek ve ondan öğrenmek, çocuğun gururlanacağı bir baba olabilmek ve gurur duyulacak bir çocuk büyütmek... Baba olmak bu demektir. Baba olabilmek emek ister, yürek ister, ruh ister. Onların çocuğu olmak ise dünyaya sahip olmak demektir. Diğerlerinin, gerçek babaların Babalar Günü kutlu olsun.