Düşünsenize her gün içtiğimiz doğal sütün fermentasyonu sonucunda yepyeni iki doğal süt ürününü zevkle yiyebiliyoruz. Bunlardan biri sindirim dostu yoğurt ve diğeri ise kasların güçlenmesi için en etkili protein kaynağı olan peynir. Hem yoğurt hem de peynirin kemik sağlığı için mükemmel kalsiyum kaynağı olması dışında diğer yararı ise A, D, B12, çinko, selenyum gibi bağışıklık sisteminin çalışmasında vazgeçilmez mikro besin öğelerini içermesidir. Bu nedenle yoğurt doğanın bize sunduğu mucize yiyecekler arasında yer alır. Unutmayın yoğurt ve peynirin sütün fermentasyonu ile sütten daha zengin mineral içeriğine dönüşmesi hatta daha az laktoz miktarına sahip olması da ayrı bir mucizedir. Yani bir besinin doğal yapısına müdahale etmeden besinsel zenginliğe dönüşmesi mucize değil de nedir, değil mi? Yoğurt yemenin önemine değinen birçok çalışmada sadece ergenler ve gençlerin değil yetişkin ve özellikle yaşlıların da öğünlerde sıkça yoğurt tüketmelerinin yaşamın her döneminde güçlü kemiklere sahip olmalarına yardımcı olduğu biliniyor. Yoğurt tüketmeyen kadınlarda her gün düzenli yiyenlere göre yaşlılık döneminde yüzde 4-5 kadar daha fazla kalça kemiğinde kırık olma riski artıyor. Pandeminin ikinci dalgasının yoğun geçtiği bir dönemde yoğurt tüketmenin kanda D vitamini düzeyini yükselterek bağışıklığın korunmasında çok ciddi destek sağlayabileceğini de belirtmek isterim. Düzenli yoğurt tüketmek kilo kaybını destekleyerek obezitenin önlenmesine, diyabette kan şekeri dengesinin korunmasına, kanda kolesterolü azaltıp kalp damar hastalıklarından korunmaya ve karaciğerin yenilenmesine destek olur.
Çocukların gelişimini sağlar
Yoğurt kalsiyum, fosfor, B grubu vitaminler gibi çok değerli besin öğelerini içermesinin yanı sıra biyolojik değeri yüksek protein içeriğine sahiptir. Çünkü süt proteini olan kazein büyük bir moleküldür ve bağırsaktan emilimi zordur; yoğurt, peynir gibi fermente ürünlere dönüştüğünde ise kazein küçük parçalara ayrılır ve proteinin emilimi artar. Ayrıca yoğurdun folik asit, niasin, magnezyum ve çinko düzeyi süte kıyasla daha fazladır. Düzenli yoğurt tüketimi sağlanarak özellikle çocuklar ve gençler için önerilen günlük A vitamini, folik asit, B12 vitamini, kalsiyum ve magnezyumun önemli bir bölümü karşılanabilir. Yoğurtta bulunan kalsiyum karbonat formdadır ve vücutta kullanım düzeyi yüksektir.
Vücudun panzehiridir
Ne zaman antibiyotik kullanma durumunda kalırsanız muhakkak yoğurdu günlük beslenmenizde daha önemli olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Antibiyotikler hastalık etmeni olan zararlı bakterilerin vücutta yok olmasını sağlarken bağırsaklarda yararlı bakterilerin de ölmesine neden olur. Eğer antibiyotik kullanımına bağlı yararlı bakterilerin bağırsakta korunmasını istiyorsanız antibiyotik içtikten sonra muhakkak yoğurt tüketmeyi ihmal etmemelisiniz. Ayrıca kimyasallara bağlı bağırsaklarda biriken ağır metallerin süpürülmesini sağlayan yoğurt güçlü bir panzehir görev görür. Sadece antibiyotik değil kronik hastalıklarda yaşam boyu ilaç kullanımı durumunda mutlaka her gün yoğurt tüketilmesi önemlidir.
Enfeksiyonlardan korur
Laktik asit içermesi yoğurdu diğer birçok besinden ayıran en önemli unsurdur. Laktik asit bağırsak içi ortamı aside çevirerek yani ortamın pH'sını düşürerek kanser yapıcı maddelerin üremesini önlerken, bağışıklık güçlendirici metabolitlerin de artmasını sağlar. Temel olarak yoğurt mükemmel bir bağışıklık güçlendiricidir. Ve yoğurtta bulunan laktik asit bakterilerin kanser, enfeksiyonlar, gastrointestinal hastalıklar ve astımı önleyici ciddi etkisi vardır. Ayrıca yoğurdun bağışıklık sistemini güçlendirmesindeki en önemli bileşiklerden biri olan konjuge linoleik asit, yoğurttan alındığında ilaç şeklinden çok daha etkilidir.
Şişkinliği yok eder, ödemi atar
Yoğurt yapımı sırasında sütün bileşimindeki laktozdan laktik asit, proteinlerden peptid adlı moleküller ve aminoasitler, yağlardan ise yağ asitlerini oluşturarak yoğurdun sindirilebilirliği sütten iki kat daha fazla kolay hale gelir. Yoğurt bağırsak mikroflorasını olumlu etkileyerek sindirim sistemini destekler ve kabızlık, ishal, karın ağrısı, gaz gibi problemleri önler. Önemli bir çalışmada düzenli olarak yoğurt tüketiminin yalnızca üç haftada gaz ve şişkinliği önlemede etkisini gösterdiği bulunmuştur. Bir başka çalışmada ise yoğurttaki bifidobacterilerin sindirimi geliştirdiği ve iltihabi bağırsak hastalıklarının önlenmesine katkı sağladığı gözlendi.
Uzun süre tok tutar
Yoğurt içerdiği yüksek protein ve kalsiyum sayesinde bağırsak ve mideden salgılanan kolesistokinin, peptid YY ve GLP 1 adlı tok tutucu hormonların vücutta seviyesini artırır ve iştahın azalmasını sağlar. Birçok çalışma yoğurt tüketen bireylerin vücut ağırlığının, yağ oranının ve bel çevresinin tüketmeyenlerden daha düşük olduğunu gösteriyor. Bu nedenle zayıflama diyetlerinde tok kalmaya yardımcı olduğu için yoğurt vazgeçilmez bir ara öğün, yemeklerin yanında küçük miktarda yense dahi doygunluk hissini sağlaması nedeniyle mucize etkilidir diyebilirim.