Sızdıran veya geçirgen bağırsak sendromuyla son zamanlarda fonksiyonel tıp adı altında bir akım sayesinde tanıştık. Bu yeni ortaya çıkan hastalığın, genel anlamda zayıflayamayan şişman bireylerde, gaz, şişkinlik ve bağırsağın boşalımın değişken olmasıyla karakterize sindirim sistemi hastalıklarına hatta migren, kronik yorgunluk, fibromiyalji ve vitamin eksikliklerine neden olabileceği belirtiliyor. Çok konuşulan bu hastalıkla ilgili sizlere bilgi vermek istiyorum.
Bağırsaklarda 4 bin metrekareden fazla yüzey alanını kapsayan, milyonlarca hücre vardır. Bu hücreler bir güvenlik sistemi gibi davranan ve kan dolaşımına neyin emileceğine ve neyin dışarıda kalacağına karar veren bir bariyer oluşturmak için sıkı bağlantılala bir araya gelirler. Bu sıkı dizilim, bağırsaklarda sindirilmiş besinlerin, sıvıların, vitamin ve minerallerin sorunsuz bir şekilde bağırsak hattı içerisinde ilerlemesini ve gerekli bulunan yerde de emilimin gerçekleşmesine izin verir.
Yani bu bariyer besinin herhangi bir şekilde bağırsak sıkı sağlamlığı sayesinde sızmasını önler. Bağırsak sağlığını bozan bir hastalık veya durum oluşursa hücreler arası sıkı bağlantıda sızıntı yapacak şekilde bozulmaların olabileceği öngörülüyor. Eğer bu durum tıbbi olarak doğruysa toksinler ve bakteriler kan dolaşımına sızarak bazı semptomların oluşmasına neden olabilir.
Bu durum 'geçirgen bağırsak sendromu' olarak adlandırılıyor. Bu sürecin sonunda vücutta iltihaplanma tetiklenebilir ve şişkinlik, gaz, kramplar, cilt döküntüleri, yorgunluk, baş ağrıları ve eklem ağrıları gibi sorunların zincirleme reaksiyonu oluşabilir. Bağırsak üzerine çalışan uzmanlar bazı testler uygulayarak geçirgen bağırsak sendromu olup olmadığını belirleyebiliyorlar.
ZONULİNİN ROLÜ NE?
Geçirgen bağırsak sendromu konusunda bugüne kadar yapılmış araştırmaların çoğu, hücreler arası sıkı bağlantıları sağlayan protein olan zonulin üzerine odaklandı. Zonulin vücudun dokularının bekçisi gibi çalışır, zararlı bakteri ve toksinleri dışarıda tutarken bazı maddelerin geçmesine izin verir. Harvard'a bağlı Massachusetts General Hospital'daki Çölyak Araştırma Merkezi'nin yöneticisi ve geçirgen bağırsak sendromu alanında araştırmacılardan biri olan Alessio Fasano ve meslektaşları tarafından yapılan çalışmalarda zonulinin, çölyak hastalığı, tip 1 diyabet de dahil olmak üzere birçok otoimmün hastalıkta yükseldiği gözlendi. Diabetes dergisinde yayımlanan bilimsel çalışmada ise tip 1 diyabet öncesinde devam eden katılımcıların yüzde 70'inin kanında yüksek zonulin seviyeleri tespit edildi. Ve zonulin artışının da tip 1 diyabetin başlangıcından 3-4 yıl önce meydana geldiği bildirildi. Birçok vakada geçirgen bağırsak sendromunun genetik yatkınlıktan etkilendiği belirttilse de bazı vakalarda sindirim sistemindeki değişikliklere karşı daha duyarlı bir yapıya sahip olanlarda yaşamın herhangi bir döneminde bu rahatsızlık ortaya çıkabilir.
Çünkü yaşlanma bağırsaklardaki hücre yenilenmesini yavaşlatır ve bağırsak bariyerinin zarar görmesini kolaylaştırarak, bu geçirgenliğin artmasına olanak sağlayabilir.
Kalp damar hastalığı, kolorektal kanser ve Alzheimer'ın tedavisinde kullanılan steroid olmayan inflamatuar karşıtı ilaçların kullanılması da bağırsak geçirgenliğini olumsuz etkileyebilir. Bunun yanında diyet lifinden fakir, yüksek şeker ve doymuş yağ içeren bir beslenme tarzı bu sürecin başlamasını tetikleyebilir.
Sürekli alkol kullanımı da bağırsaklarda gram negatif bakterilerin büyümesini teşvik edebilir; bu da asetaldehit birikimine ve bazı gram negatif bakteriler tarafından salınan ve hücre bozulamasına neden olan toksinlerin artışına neden olabilir. Bu durum da geçirgenlikte artışla sonuçlanabilir.
HANGİ HASTALIKLARLA BAĞLANTILI?
Artan intestinal geçirgenliğin çölyak, Crohn hastalığı, besin toleransları ve huzursuz bağırsak sendromu gibi bazı gastrointestinal hastalıkların oluşmasında etkin olduğu net kanıtlara dayanıyor. Ancak burada en büyük soru, geçirgen bağırsağın vücudun herhangi bir yerinde sorunlara yol açıp açamayacağıdır. Bazı bilimsel çalışmalar ek olarak geçirgen bağırsağın diğer otoimmün hastalıklar sistemik lupus, tip 1 diyabet, multipl skleroz, kronik yorgunluk sendromu, fibromiyalji, artrit, alerji, astım, akne, obezite ve hatta zihinsel hastalıklarla ilişkili olabileceğini gösteriyor.
Bununla birlikte, insanlar üzerinde yapılmış geniş kapsamlı klinik çalışmalar henüz bulunmuyor.
Bağırsak geçirgenliği artmış hastaların ve doktorlarının sızdıran bağırsak sendromu için kanıta dayalı tedavilerin eksik olduğunu bilmeleri önemli. Sızdıran bağırsak sendromu için en önemli birinci basamak tedavi sorunun altında yatan potansiyel nedenleri ortadan kaldırmaktır. Örneğin, kötü beslenme, alkol ve ilaç kullanımı. Mümkünse, herhangi bir enfeksiyon varsa tedavi edilmeli ve hastalarda tanımlanmış herhangi bir besin alerjisi veya intoleransı varsa bu besinlerin diyetten çıkarılması gerekir. Ek olarak, bağırsak fonksiyonunu eski haline getirmek ve bağırsak geçirgenliğini normalleştirmek için probiyotikler, bazı mineraller ve glutamin önerebilirler.
***
Sağlıklı ve dengeli beslenme
Geçirgen bağırsak sendromundan korunmanın en iyi yolu, sindirim sağlığınıza özen göstermenizdir. Bunun için inflamasyona neden olan işlenmiş yiyecekleri, çok yağlı ve çok şekerli yiyecekleri sınırlı ve yeterli miktarda diyet lif içeren sağlıklı ve dengeli bir beslenme temeldir.
* Alkol tüketimini sınırlayarak bağırsak sağlığını koruyucu etki oluşturun.
* Besin alerjileri ve besin intoleranslarının varlığını sorgulayın. Gerekli bir durum varsa uygun beslenme planlarını uygulayın.
* İlaç kullanımını gözden geçirin. Bağırsak geçirgenliğini artırmayan olası alternatif ilaçlar hakkında doktorunuza danışabilirsiniz.
* Doktorunuz tarafından önerilen glutamin, çinko ve probiyotikler gibi takviyeler yarar sağlayabilir.
* Hayatınızdaki stres kaynağı olan faktörleri en aza indirgeyin. Kendinize zaman ayırın, keyif aldığınız aktiviteleri yapın. Stresle baş etme yöntemlerini denemek de yarar sağlayabilir.
* Ayrıca düzenli bir egzersiz programına bağlı kalmak, sindirim sisteminizi de güçlendirebilir.
* Araştırmalar, yemekten sonra 15-20 dakikalık bir yürüyüş yapmanın sindirime yardımcı olabileceğini gösteriyor.