Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SELAHATTİN DÖNMEZ

8 soruda GDO meselesi

Yıllardır beslenme biliminin gündeminden düşmeyen bir konu, genetiği değiştirilmiş organizmalar yani GDO’lar... Kimileri tüketicilerin endişelerine hak verirken kimileri de GDO’nun tarım faaliyetlerindeki yararlarından bahsediyor. Biz de bu hafta sekiz soruda bu meseleyi net bir biçimde anlatmak istedik

GDO yıllardır beslenme biliminin en tartışmalı konularından biri. Tüketicilerin besinleri satın alırken ve tüketirken endişe duymasına neden olan bu konu hakkında bir grup, GDO'nun insan sağlığını olumsuz etkilediğini düşünürken bir grup da GDO'nun sağlığa zararının olmadığını, tarım faaliyetlerindeki yararlarını savunuyor. Peki gerçekte GDO nedir biliyor muyuz? Neden böyle bir tartışma alevleniyor durmadan? Türkiye'de ilgili kuruluşlar gerekli denetimi yapıyor mu? Tüketicilerin GDO'ya karşı tepkisi nasıl? GDO gerçekten sağlığı bozuyor mu? Bu soruların neden olduğu kafa karışıklığını gidermek için GDO'yu son bilgilerle bir kere de kendi köşemden sizlerle paylaşmak istedim.


1. GDO NEDİR?
Biyoteknolojik yöntemlerle canlıların sahip olduğu gen dizilimleri oynanarak, mevcut özelliklerinin değiştirilmesi veya canlılara yeni özellikler kazandırılması ile elde edilen organizmalara "genetiği değiştirilmiş organizmalar" yani kısaca "GDO'lar" denilmektedir. GDO'lar alerjen maddelerin azaltılması, yiyeceklerin besin içeriğinin zenginleştirilmesi, meyvelerin depolama ve raf ömrünün uzatılması gibi farklı amaçlarda kullanılmaktadır. GDO'lar genellikle böcek öldüren zehir içerme veya yabancı otları yok eden kimyasal ilaçlara dayanıklı olma özellikleri taşır.


2.NE AMAÇLA ÜRETİLİYOR?
GDO'nun besin kalitesinin artırılmasında, meyve ve sebzelerin raf ömürlerinin ve organoleptik kalitelerinin iyileştirilmesinde, bitkisel ve hayvansal ürün veriminin artırılmasında birçok faydası olabilir. Dünya Sağlık Örgütü ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün raporlarına göre satışa sunulan GDO'lu gıdaların tüm testleri yapılmakta ve hiçbir alerjik etki gözlenmemektedir. Fareler üzerinde yapılan bazı çalışmalara göre GDO'lu ürünlerle beslenen farelerde karaciğer hasarı, bağışıklık sisteminde bozukluklar görülmüştür. Fakat bu çalışmalar sadece fareler üzerinde yapılmış olup insanların üzerindeki etkisi kesin olarak bilinmemektedir.


3. HANGİ BESİNLERDE BULUNUYOR?
Mısır, soya, kanola ve pamuk dünyada ticareti yapılan GDO'ların yüzde 99'unu oluşturuyor. ABD de mısır, soya fasulyesi, pamuk, yonca, papaya, kabak, kanola, şeker pancarı; Kanada'da kanola, mısır, soya fasulyesi, şeker pancarı ve buğday GDO içermektedir. Amerika ve Kanada'da ürünler etiketlenirken üretici kendi isteğine göre GDO kullandığını belirtebiliyor ya da belirtmeyebiliyor. Dünyada en fazla GDO ekimi 73,1 milyon hektar ile ABD'de yapılmakta. ABD'yi Brezilya, Arjantin ve Hindistan takip ediyor. Çin'de ekimi yapılan GDO'lu bitkiler pamuk, domates, tatlı biber, papaya ve kavak ağacı. Avrupa Birliği'ne üye ülkelerde ise GDO ürünlerinin üretilmesine ve satışına izin verilmiştir ancak Amerika ve Kanada'ya göre daha az GDO'lu ürün üretilir, denetimler daha sıkıdır ve GDO'lu ürünlerin etiketlerinde "bu ürün genetiği değiştirilmiş organizma içerir" ibaresi yer almak zorundadır. Genetiği değiştirilmiş mısır, başlıca yağ, un, nişasta, glikoz şurubu ve fruktoz şurubu üretiminde kullanılıyor. Bunlar bisküvi, kraker, gofret, çikolata, şekerleme, cips, kaplamalı çerez, puding, mama, ketçap, mayonez, et suyu tableti, hazır çorba, kola, gazoz, meyve suyu gibi ürünlere de katılıyor. Genetiği değiştirilmiş soya yağ, un, kıyma, lesitin üretiminde de kullanılıyor. Bunların kullanımıyla kek, gofret, bisküvi, puding, çikolata, kahve kreması, margarin, mayonez, hazır köfte, sucuk, salam, sosis gibi ürünler hazırlanabiliyor.


4. TÜRKİYE'DE GDO'LU TOHUM VAR MI?
Birçok GDO'lu tohumun hasat sonrası tekrar kullanılamadığı belirtilmektedir. Bazı büyük tohum üreticisi firmalar, bunu sağlamak amacıyla GDO'lu tohumu geliştirme aşamasında terminatör gen kullanarak ekimin tek seferlik olmasını sağlamaktadır. Bu tür tohumları satın alan ve transgenik ürünü eken çiftçi, hasat sonrasında tekrar aynı ürünün ekimini yapmak istediğinde, GDO'lu tohumun patent sahibi firmaya ücret ödemek zorunda olacaktır. Tek kullanımlık tohumların yurt dışından ithali sonucunda, yerel tarım sistemlerinin zayıflaması ve dışa bağımlılığın artması söz konusu olabilmektedir ve bu durum, GDO'ların ülkeye girişine karşı çıkmanın gerekçesi olarak sunulmaktadır. Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB)'nin yaptığı açıklamada Türkiye'de GDO'lu tohum üretiminin bulunmadığı, ithalatının yasak olduğu ve bu konunun biyogüvenlik yasasıyla teminat altına alındığı belirtilmiştir.


5. YEDİĞİMİZ BESİNLER DENETLENİYOR MU?
Türkiye'de GDO kullanımı için Biyogüvenlik Kurulu'nun izni gerekmektedir. Ülkemizde sadece GDO'lu mısır ve soyanın yem amacıyla kullanılmasına izin verilmiştir. Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi'ne göre hayvanlar üzerinde yapılan birçok araştırmada GDO'lu yemler ile beslenen hayvanların dokularına, sıvılarına ve ürünlerine GDO'lu materyalin geçişi söz konusu değil. Türkiye'de ise GDO'lu ürün üretilmesi ve ithalatı kesinlikle yasaktır. GDO'lu yemle beslenen hayvanların ürünlerinde GDO'ya rastlanılmadığı için GDO'lu ürünlerle beslenen hayvanlardan elde edilen et, süt ya da yumurtalar için de GDO etiketlemesi yapılmamaktadır


6. HİBRİT CİVCİVLERİN GENETİĞİ BOZULMUŞ MUDUR?
Etlik piliçler, doğal melezleme yoluyla etçi ırk diye bilinen ırkların birbiriyle eşleştirilmesi (hibrit edilmesi) ve seleksiyonu ile elde edilen, et verimi yüksek hibrit ırklardır. Tarım ve Orman Bakanlığı'nın yaptığı açıklamaya göre Türkiye'de yapılan tavukçulukta ve tüm dünyada da yetiştirilen 'hibrit' civcivler, kesinlikle genetiği değiştirilmiş hayvanlar değildir. Hibrit teknolojisi ile gen teknolojisi ayrı teknolojilerdir. Ayrıca GDO'lu yemle beslenen tavukların etlerine ve yumurtalarına GDO bulaşmadığı bildirilmektedir. Ancak tavukların yetiştiriciliğinde farklı insan sağlığına uymayan koşulların bizi tehdit ettiğini söylemekte yarar görmekteyim. Bu nedenle tavuk yerken veteriner hekim kontrolünden geçmiş sağlıklı tavuklara ulaşmanızı tavsiye ederim.


7. TÜKETİCİ NASIL BAKIYOR?
Hem Avrupa Birliği'nde hem de ülkemizde GDO'lu ürünlere karşı kesinlikle olumsuz bir bakış açısı bulunmaktadır. Yapılan araştırma sonuçlarına göre toplumumuzda yüzde 82 gibi çok büyük bir çoğunluğun GDO'nun ne olduğunu hakkında bir fikri olduğu ve bu sebeple de yüzde 80'e yakın bir çoğunluğun GDO'ları genel olarak 'kötü' veya 'çok kötü' olarak nitelendirdiği bilinmektedir. Kadınların erkeklere kıyasla GDO'lu gıdaları satın alma konusunda aşırı hassas davrandığı da bir gerçektir diyebilirim.


8. ÜLKEMİZE GİRİŞİ ÇIKIŞI YASAK MI?
Evet... Ülkemizde GDO'lu ürün üretimi ve ithalatı kesinlikle yasak. Tavukta, sebze ve meyvelerde ve bunların tohumlarında, üretilen herhangi bir paketli üründe GDO bulunmadığından halkımızın GDO'lu besinler hakkında endişe duymasına gerek yok. GDO'suz olan tüm bu besinlerin yeterli, dengeli ve çeşitli bir şekilde tüketilmesi vitamin, mineral ve antioksidan gereksinmelerini karşılayarak optimal beslenmeyi sağlayacağını aklınızdan çıkarmayın...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA