Alternatif yakıtlarla çalışan hibrit ve elektrikli araçlara olan talep her geçen gün artıyor. Ancak, otomotivde geleceğin dünyadaki en çevreci ve temiz yakıtı olarak bilinen hidrojen yakıt hücreli araçlarda olduğu düşünülüyor. Otomotiv markaları hidrojen yakıt hücreli araçlar ile ilgili araştırmalara devam ederken, birçok ülke bu teknolojiye sahip araçları kullanmak için şehirlerdeki altyapıyı oluşturuyor. Hidrojenle çalışan araçların 2020'li yıllardan itibaren yaygınlaşmaya başlaması bekleniyor. Dünyada seri üretim ilk hidrojen yakıt hücreli otomobil, 2014'de yollara çıktı. Toyota, Japoncada "Gelecek" anlamı taşıyan Mirai modelini ilk etapta Japonya'da, daha sonra ise Avrupa'da sınırlı sayıdaki pazarlarda satışa sundu. Uzun yıllardır hidrojen teknolojisiyle ilgili araştırmalar yapan Güney Koreli Hyundai ise Tüketici Elektroniği Fuarı CES 2018'de tanıttığı Nexo'yu yılın son çeyreğinde kademeli olarak bazı pazarlarda satmaya başladı. Ancak, Hyundai için hidrojen teknolojisi yeni değil. Marka, Nexo'nun temellerini ilk olarak Tucson modeliyle atmıştı. Mercedes- Benz hidrojen rekabetine katılan son marka oldu. Yaklaşık 25 yıldır hidrojen teknolojisi üzerinde çalışan Mercedes- Benz, ilk hidrojen yakıt hücreli otomobili GLC F-Cell modelini 2018 Paris Otomobil Fuarı'nda tanıttı. Bu yıl içinde bazı bakanlıklar, Alman Demiryolları ve bazı özel şirketler bu yıl içinde aracı kullanmaya başlayacaklar. Ancak marka 2019'un ilk çeyreğinden itibaren hidrojen yakıt hücreli modelini kiralama müşterileri için hizmete sunacak.
İSTASYON SAYISI ARTIYOR
Hidrojen dolum istasyonlarının da sayısı her geçen gün artırıyor. 2020'de Almanya'da 100, Kore'de 160, İngiltere'de 65 yakıt hücresi dolum istasyonu kurulması planlanıyor.
DOĞALGAZDAN ÜRETİLİYOR
Hidrojen kaynağından elektrik üretimini gerçekleştiren bu teknoloji için genel olarak doğalgazdan üretilen hidrojen kullanılıyor. Hidrojen ayrıca karbondioksit salınım oranı az olan rüzgar, çöp, kanalizasyon çamuru ve sudan da üretilebiliyor
EGZOZDAN SU BUHARI ÇIKIYOR
Hidrojenin oksijen ile tepkimeye girdiği sırada açığa çıkan enerjiyi yakıt hücreleri, elektrikli motora yönlendiriyor. Böylece aracın hareket etmesi sağlanıyor. Hidrojen ve oksijenin reaksiyonu sonucu su buharı ortaya çıkıyor. Böylece çevreye hiç zarar vermiyor. Çevre dostu bir sürüş sağlanıyor.