İnsanlar ikiye ayrılır: Şapkalılar ile diğerleri.
Kendi içlerinde de bölünürler sonra: Yakıştıranlar ile rüküş/ gülünç duranlar olarak... Doğal bir uzantı gibi, atkı rahatlığında taşıyanlar ile sahne almak için başvurulmuş bir yol olduğunu alnına etiket diye yapıştıranlar olarak...
Moda diye ilişki kuranlar ile trendler üstü bir bağlılıkla stilinin demirbaşı yapanlar... Üşüdüğü için medet umanlar ile süs diye ya da saç kötüyken kuaför masrafından yırtmak, kelliği örtmek için takanlar...
Şapkasızlar da aynı tornadan çıkmaz hep. Hiç hazzetmeyenler ayrı bir kategoridir. Ama bir de tutarsız ve çaresizler vardır: Teorik olarak hoşlanan ama pratikte uygulayamayanlar. Ayna karşısında 40 kere deneyip, sokağa çıkarken çıkaranlar! Evet, çok kalabalığız!
BERE, BONE, KASKET
Çocukken kafayla kulaklar üşümesin diye evin kadınları zoruyla takılan ve genellikle ilk fırsatta kaybedilen kukuletalar; yetişkin olunduğunda, biraz da huya, suya, karaktere göre kafanın tepesine çıkıyor ya da hayattan hepten çıkıyor.
Türkçe'deki şapka kullanımıyla ters orantılı bir durum yani! 'Hala' ile 'hâlâ'yı, ilkokulda doğru öğrendinse öğrendin; sonra değiştiremezsin. Sosyal medyada dinozor sayılma pahasına koymaya devam edersin şapkaları, eğer öyle alışmışsan.
Ama şapka takıp takmamak, insanın kendinden çıkarmayı tasarladığı tiple ilgili... Nasıl algılanmak istediğiyle...
Bilgi yarışmalarına çok uygun bir alan: Bere, bone, fes, fötr, kasket, kovboy kolay... Peki 1920'lerde popüler olan çan biçimindeki şapkalara ne ad verilir? Bretton'ların altın çağı ne zamandı? Disket mi, vizör mü, sombrero mu; hangisi güneşten daha iyi korur? Porkpie hangi modeldir?
Çuvalladık mı? Bildiğimizi sandığımızdan başlayalım o zaman: Fötr. Babanız mı? Özel dedektif mi? Gangster mi? Humphrey Bogart mı? Indiana Jones mu? Michael Jackson mı? Modeli anladınız da, adını hangi kadından almış peki? Prenses Fedora'dan. Kendisi bir tiyatro oyunu kahramanı ve fötr şapka takıyor oyunda. 1800'lerin sonu...
Şimdi durduk yerde nereden çıktı bu şapka muhabbeti? Şöyle de sorabiliriz: 90 yıl önce bugün ne oldu?
Şapka Kanunu çıktı. 25 Kasım 1925'te 671 numaralı 'Şapka İktizası Hakkında Kanun' mecliste kabul edildi. Ne acayip şapka modelleri var o eski fotoğraflarda...
Acaba neden kimse bir şapka sergisi açmadı tam da bu 90'ıncı yılda? Niye bir şapka müzesi yok mesela bu şehirde? Niçin bir şapka müzayedesi organize edilmemiş tam da bugün için?
Orhan Pamuk'un Masumiyet Müzesi romanının sonunda, dünyanın en tuhaf, küçük müzeleri anlatılır. Bir şeye kafayı takmış tiplerin topladıklarıyla ortaya çıkmış garip, kimi saçma ama özellikli, kişilikli, hikâyeli, biricik müzeler...
ÇANTA MÜZAYEDESİ
O kadar uç örneklere de gerek yok; Amsterdam'daki çanta müzesine gitmişsinizdir belki. Çoğu kadının aklını kaçıracağı bir yer burası. Çantanın, cüzdanın, portföyün, heybenin 500 küsur yıllık tarihiyle karşılaşıyor ve gözleri kamaşıyor insanın.
İpekler, krokodiller, plastikler, metaller... İşlemeler, desenler, şekiller, renkler... Akıl sağlığına ciddi tehdit!
O müzeyle yarışamaz elbette ama bizde de bir müzayede gerçekleşiyor bugün. Portakal Sanat ve Kültür Evi'nin düzenlediği, pek çok kadını gıdıklayacağı garanti olan Çanta Müzayedesi, The St Regis Otel'de saat 16:00'da.
Christian Dior'dan Hermes'e, Chanel'den Louis Vuitton'a neler neler... 600 TL'den 32 bin TL'ye uzanıyor açılış fiyatları ve bu vintage çantaların kimisi bir sanat eseri niyetine alınabilir!
Darısı şapkanın, ayakkabının, güneş gözlüğünün, iç çamaşırının, hatta çorabın başına...
İnsan böyle pek çok şeyin müzayedesini, sergisini, hatta müzesini görmek istiyor.