Pazartesi günü Paris'te ne başlıyor? Terör saldırıları? Barış süreci? Yılsonu indirimi? Yılbaşı davetleri? Hiçbiri.
Kasım'ın son günü yani 30'u yani bu pazartesi Paris'te İklim Zirvesi (COP21) toplanıyor. 11 Aralık'a kadar da devam ediyor.
Dünyanın dört bir tarafından gelen devlet erkânı, iklim değişikliği üstüne fikir çarpıştıracak. Beyhude tartışmalar, forumlar ve arabuluculuk çabalarıyla geçen yılların acısını çıkaracak, diye umalım.
Gel gör ki Slow Food'cuların şikâyeti var. Gıda ve iklim ilişkisine dikkat çekiyor; buna karşılık 'tarım'ın adının bile geçmediğini, bunun da büyük eksiklik olduğunu söylüyorlar.
Türkiye'nin bu işlere en aktif biçimde kafa yoran isimlerinden Defne Koryürek bir mail atmış. "Müzakerelerin 54 sayfalık metninde gıda güvenliği tamlaması defalarca geçtiği halde, 'tarım' tek bir kez olsun görünmüyor" diyor.
Ne yapmalı peki tarımı tartışmaların merkezine taşımak için? "Gezegenimizi yiyip yitirmeyelim! İklim değişikliği ile mücadele edelim!" diye sesleniyor Slow Food'cular.
Kötü etkilerin, ancak halihazırdaki gıda üretim, işleme, dağıtım, tüketim ve atık sisteminde radikal yaklaşım değişikliğiyle azaltılacağı görüşündeler.
Şimdilik elimizde tek dünya var ve kaynaklar da belli. Velhasıl: Zorlamayalım.