Analar ve Anneler'in korku filmi kaynanasıyla başlayalım: Binnur Kaya'nın canlandırdığı hastalıklı karakter Neriman, gelinine öyle takıntılı biçimde düşman ve oğlunun ölümünden öyle saplantılı biçimde onu sorumlu tutuyor ki, torununu sahte belgeyle doğumda öldü gösterip gelini Zeliha'dan (Sinem Kobal) resmen çalıyor.
Aynı dizide bir de canavar baba görüyoruz: Sevdiği kıza kavuşmak için gün sayan Mustafa'nın (Ulaş Tuna Astepe, namı diğer Karadayı'nın Orhan'ı) toprak ağası öküz babası Salih Ağa'nın (Kara Para Aşk'tan kötü abi Burak Tamdoğan) yatacak yeri yok. Oğlunun evlenmek istediği gencecik Kader'e (Hazar Ergüçlü) tecavüz ediyor çünkü.
Dizinin en seyre doyulmayan karakteriyse Okan Yalabık'ın ürpertici bir sahicilikle can verdiği ruh hastası polis memuru Ayhan... Yeğeninin karısına sarkan, sadist, küstah, her pisliğin bekleneceği bir hem psikopat hem sosyopat.
KUMPASÇI, YALANCI, SİNSİ
Zaplayalım: Poyraz Karayel'de Poyraz'ın her ama her ama her ama her kötülüğün de pederi olan ikiyüzlü babası Adil Topal/İsmail Karayel (Bakışlarıyla kol tüylerini kaktüs dikeni haline getirebilen Özkan Uğur)...
Zaplayalım: Hatırla Gönül'ün tekinsiz, saplantıda sınırsız, şiddete meyyal, muhtemel katil, ağır ruh hastası ama pek de başarılı doktor kocası Tekin (Onur Saylak'ın şimdiye kadarki en iyi performansı bu)...
Zaplayalım: Paramparça neredeyse bir kötüler, fesatlar, hainler resmigeçidi. Keriman nasıl da masum, vicdanlı, 'insan' kaldı artık; öyle feci herkes. Rahmi beyin çirkefleşme kapasitesi, Dilara'nın öç alma amaçlı dolap sayısı, ofofof... Hazal tam bir yılan... Sinsi... Harun dehşetengiz bir intikam makinesi...
Zaplayalım: Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz'da Hızır'la İlyas'ın yani Çakırbeyli ailesinin ekrandan bile korkutan, buyurgan, eli maşalı anneleri Hayriye hanım... Hızır'a 'teyzeoğlu' diye seslenen kötücül, yalancı, kumpasçı kuzen Hatice... İnsanları sivrisinek rahatlığında öldüren irili ufaklı mafyatik tipleri hiç saymıyorum.
Hadi hepsinin köpürtebileceği bir bahanesi, sebebi, zaafı, insani yönü var diyelim. Peki ya avukat Candan? O katıksız bir kötülük kraliçesi.
BUNLAR NASIL YAŞIYOR?
Dizilerdeki kötülerle niye bu kadar kafayı bozdun, diye sorulabilir. Birkaç sebepten: 1. Sezon açıldı, yeni dizilerden neler var, eskiler ne durumda diye meraktan... 2. Ufak bir sakatlık yüzünden kısa süreli ev hapsinden... 3. Girdap gibi içine çeken Kısmetse Olur adlı evlendirme evinde olanların, bir dizi repliğinin ve haftalar içinde kulağa çalınan vapur- metro konuşmalarının legolar gibi iç içe geçmesinden...
Dizi repliği şu: Paramparça'nın iyi adamı Cihan, başına gelen felaketlerin üstüne, "En dramatik filmden daha dramatik bir hayat yaşıyoruz" dedi geçen gün. Doğru valla.
Çocukken ancak filmlerde olur zannettiklerimiz, büyüdükçe yanı başımızda cereyan ediyor. Dizi sakini olarak karşımıza çıksa "Yok artık" diyeceğimiz tipler, vapurdaki telefon konuşmalarının öznesi oluyor...
'Reality show'lardaki bizden insanların ilişki kurma biçimi, hayatını birleştirmek istediği kişiye yaklaşma biçimi, hemcinsleriyle ahbaplık etme biçimi, bir evde başkalarıyla ve milyonların karşısında yaşarkenki el, kol ve kafa işleyiş biçimi... Ofofof... Kısmetse Olur, adeta bir kör kuyu ama çok da aydınlatıcı!
Her şeyi başka bir şey zannederek... Asla dilemeyerek... Buluttan nem kapıp dünyayı ateşe vererek... Böyle nasıl yaşıyor millet? Haddinden fazla konuşup hiçbir şey demeyerek... Olup biteni zerre ölçüp tartamayarak... En büyük düşman, hooop en yakın dost diye tahterevallide ha bire inip çıkmaktan baş döndürüp, kendi kafası da allak bullak olarak...
Bir de ne kadar uç noktada maşallah hasetle, hesapla, kinle, nefretle olan ilişkisi herkesin... Ve ne kadar fazla fena, fesat, feci insan var etrafta. Psikopat, sosyopat... Deli, manyak... Dizilerdeki kötü karakterleri aratmayacak ölçüde vicdansız, kalpsiz. "Allah böyleleriyle karşılaştırmasın" denecek, bildiğin kötü insan... Hakikaten karşılaştırmasın. Amin.