Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NUR ÇİNTAY

Cadılar Bayramı da eksik kalsın!

Mis gibi Şeker Bayramı, Cumhuriyet Bayramı varken, Cadılar Bayramı da nereden çıktı? Ortak hafızasında cadılık müessesesine dair tek referansı Tatlı Cadı dizisi olan bir toplum, bu günü neden kutlar? Geçen yıl çılgınca coşanlar olmuştu, bakalım bugün neler yaşanacak?

Bazı yamalar tutmaz. Cadılar Bayramı da onlardan bence.
Şeker Bayramı, Cumhuriyet Bayramı, böyle mis gibi bayramlar varken, Cadılar Bayramı da nesi Allah aşkına?
Balkabağından şapşahane tatlı, çorba yapılıyorken, kabuğundan sırıtan surat oyup onu bir korku figürüne dönüştürmeye çalışmak da nesi?Birbirinden matrak parti kostümleri tasarlanabilecekken, insanların kendilerini bu ucubik hallere sokup cadılaştırması da nesi? Bizim topluma bu kadar yabancı bir mefhumken, son birkaç seneye kadar adı bile geçmezken, bu ani bağra basma, çılgınca kutlamaya kalkışma da nesi?

Ne ara bizden oldu?
Çok değil, beş sene geriye gidin.
Sokaktan rastgele birilerini çevirip de Cadılar Bayramı'na dair bir şey sorsanız... Yüzlerce kişinin içinde belki biri-ikisi, o da yurtdışında okumuş, yaşamış olmak şartıyla, iki kelam edebilirdi.
Geri kalanının ortak tepkisi ancak "Hö?" olurdu. Buna karşılık İstanbul'un geçen yılki Cadılar Bayramı kutlamaları bir âlemdi.
Partiler, etkinlikler, davetler, organizasyonlar...
Bunlara katılmasak da, maruz kaldığımız fotoğraflar çok acayipti. Sanki bir ömür bunu beklemiş bizim millet; öyle bir canı gönülden coşma, delirme, içselleştirme...

Tek referans Samantha!
'Yılbaşını da kutlamayalım, kahrolsun Sevgililer Günü, bunların hepsi gavur icadı' çizgisinde biri değilim. Ama cadılığa dair ortak hafızamızdaki yegâne şey çocukluktaki Tatlı Cadı dizisi ve Elizabeth Montgomery'nin canlandırdığı Samantha karakteriyken (Hadi bir de annesi Endora'yı katalım en fazla), Cadılar Bayramı kutlamak nerden icap etti, hakikaten anlayamıyorum.
Ya da şöyle:
Azıcık anlıyorum ama hissedemiyorum.
Galiba şöyle bir şey: Gündemden, gidişattan, gündelik hayatın çıkmazlarından bunalan insanlar, sıkıntıları bir an olsun unutmak için arada kendini kaybetmek, eğlencenin dibine vurmak istiyor. Tutunacak dal, coşacak ortam, kendini toplumun yakın bulmadığı kesimlerinden ayıracak fırsat kolluyor.
Sonra da Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok deyip en yatkın olduğu, en iyi becerdiği tekniğe yöneliyor: Kopya. Taklit.
Daha kibarcasıyla: Uyarlama.
Sonuç: Hoşgeldin Halloween! Ya da Cadılar Bayramınız mübarek olsun...

Dinî mi seküler mi?

Günümüzde seküler bir kutlama olarak algılanıyor ama çıkışı fevkalade dinî. Batı'daki adı Halloween malum; bu da 'All Hallow's Eve' yani Azizler Günü'nün arifesinin kısaltılmışı. Tarihi önce Pagan, sonra Hıristiyan. Kökeninin antik Britanya'da pagan Keltlerin kutladığı Samhain Festivali olduğu söyleniyor. 'Samhain' kelimesinin kökeni de eski İrlandaca 'sam' (yaz) ile 'fuin' (son) sözcüklerine dayanıyor.
Keltlerin takvimi bizimki gibi değil. Biz geceyle gündüzün eşit olduğu 23 Eylül'ü sonbaharın başlangıcı, en uzun gece ve en kısa gündüz demek olan 21 Aralık'ı da kışın startı sayarız ya... Keltler yazın bitişi ve kışın başlangıcı olarak belledikleri tarih 1 Kasım.
Sürülerin yaylalardan dönmesi, toprak sahipleriyle arazi sözleşmelerinin tazelenmesi, hep 1 Kasım'da. Bu kadarla bitmiyor.
Dokuz ayın çarşambası denir ya hani; ölülerin ruhlarının eski ev ziyaretlerini de o gün yaptığına inanılıyor!

Kötü ruhlara kış kış!

Nasıl baş ediliyor peki bu ruhlarla? Büyük ateşler yakılıyor, ortalıkta fır dönen kötü ruhlar tarafından tanınmamak için abartılı kostümler giyilip maskeler takılıyor! Bu faaliyetler yüzünden de zaman içinde cadı, iblis, peri, goblin gibi elemanlarla birlikte anılıyor Samhain Festivali. Derken takvimler ilerliyor, Romalılar Kelt topraklarını fethediyor. Akabinde kendi ölüm ve hasat festivallerini Samhain ile birleştiriyor.
7. yüzyıla gelindiğinde dönemin Papa'sı Azizler Günü'nü, muhtemelen pagan festivallerinin yerini alması için 1 Kasım'a taşıyor.
Azizler Günü'nün arifesi olan 31 Ekim kutsal kabul ediliyor. Batılı dillerdeki Halloween (Holy evening / Kutsal akşam) adı da buradan geliyor.

ABD 'de çocuklara şenlik

Ortaçağın sonlarında Hıristiyan bayramıyla seküler kutlamalar kaynaşıyor. Avrupa'daki reform hareketleri sırasında özellikle Protestanlar arasında neredeyse sizlere ömür, Britanya'daysa seküler bir bayram olarak sürüyor. Amerika'ya yerleşen ilk kolonilerde yasak Cadılar Bayramı.
Buna karşılık 1800'lü yıllarda ondan izler taşıyan bir hasat bayramı giriyor devreye. Sonrasındaysa Britanya'dan Amerika'ya giden pek çok göçmen Cadılar Bayramı'nı da beraberinde getiriyor ve ABD'nin başlıca çocuk şenliklerinden biri oluyor bu. Her yılın 31 Ekim'inde ısıtılıyor.

Balkabağı başrolde

Bize de ABD'den ithal işte esas olarak. Orada bulunup, okuyup, yaşayıp ya da turistik tatilini bu döneme getirip dönenlerin getirdiği bir tuhaf âdet, heves...
Balkabağının içi boşaltılıyor. O duvar gibi dirençli, kessen kesilmez kabuğa ürpertici, şeytani bir gülen surat oyuluyor. İçi ışıklandırılıyor...
Ha, bunca uğraşın sonunda ne oluyor derseniz, hiç!
Ama günün simgesi bu... Kostümlü partiler, maskeli balolar, korku filmi programları, ruh çağırma seansları... Perili olduğuna inanılan yerlere geziler, bu minvalde şakalar... Böyle çocuksu, absürt, kitsch, kimimize zırva, kimisine eğlenceli gelen işler yapılıyor Cadılar Bayramı'nda. Bakalım dış kapının mandalı olarak bize ne kadarı sirayet edecek bugün?
Bir tavsiyeyle bitireyim: Bugünü anlamlı kılacak hareket, Borusan Contemporary'ye gitmek bence. İki iyi sergi var hafta içi işyeri, hafta sonu sergi salonu olan bu mekânda. Dahası Borusan Contemporary, Rumelihisarı'ndaki Perili Köşk'te!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA