"Türkler için Süleymaniye bir cami olmaktan çok kurumlaşmış bir sosyal düşünce, bütün bir tarihi özümseyen bir imgedir. Roma'da San Pietro, Paris'te Notre Dame, Londra'da Saint Paul gibi, İstanbul'da da Süleymaniye kent imgesi ile bütünleşmiştir" diyor Doğan Kuban. "İmparatorluğun en simgesel yapısı, peyzaj içindeki konumu ile kentin en güzel siluetinin egemen öğesidir." Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi'ndeki 'Süleymaniye Külliyesi' maddesini o yazmış.
Mimar Sinan'la Kanuni'nin, yani sanat ile siyasi gücün bir aradalığından bahsediyoruz.
Osmanlı döneminin en büyük külliyesi burası... Bir dönem İstanbul hayatının da odaklarından... Niye?
Eğitim merkezi bir kere; sonra imareti, hastanesi var. "Çevresindeki güzel ve havadar mahallede oturan ekâbiri" diyor Kuban. Sosyetik, kalburüstü bir semt yani! Çarşı bölgesine yakın ayrıca. Sultanlar cuma namazları için sık sık buraya geliyor. Ağa Kapısı ve Eski Saray gibi yapılarının da etkisi olduğunu not düşelim. Haliç'e bakan dış avlusunun, dünyayı seyreden şahane bir konumu var; biz demiyoruz bunu, Evliya Çelebi diyor. Bütün bunların toplamı, insanlar üzerinde mıknatıs gücü demek.
Peki niye bugün Süleymaniye Camii'nden bahsediyoruz? Ramazan yaklaştığı için mi?
Hayır. Caminin inşaatı, 1550'nin tam da 13 Haziran'ında, bir perşembe günü başlamış! Tarih tam da bugün evet ve bu eşsiz eseri doğum gününde ziyaret etmek bence hiç de kötü bir fikir değil.