İlk defa 25 yıl önce gitmiştim. Daha etrafı Asmalı Konak deliliği sarmamış, dizi fanları için otobüs turları düzenlenmeye başlamamıştı. Stil kaygılı butik oteller yoktu henüz, balon turu icat edilmemişti. Kapadokya 'in' değildi, bugünkü tabirle 'destinasyon' bile değildi.
Boğaziçi'nde okuyan üç kızdık. Daha çok Fransızlar için tur düzenleyen biriyle tanışıp gaza gelmiştik. Tuvaleti dışarıda olan köy evlerinde kalacak, doğayla savaşacak, maceradan maceraya koşacaktık. Hakikaten çok acayip tecrübeydi: Çamurlara battık, iliğimize kadar ıslanarak tırmandık... Genişliği bir metreyi bulmayan patikalarda dibimizdeki uçuruma bakmamaya çalışarak ata bindik, gözümüz kamaşarak güneşler/aylar doğurduk/batırdık... Ateşin önünde şahane muhabbetler ettik, bilmediğimiz müzikler dinledik, tanımadığımız hayatlar gördük... Yetmezmiş gibi, normal şartlarda yollarımızın kesişmeyeceği üç adamdan 'elektrik aldık' ama şartlar hiç normal olmadığı için feleğimiz şaştı. Çarpıldık!
FANTASTİK COĞRAFYA
Sonraki yıllarda bölgeye iki kere daha gittim. Büyülenme eşiğim yükselmişti ama buranın sarsma becerisinin de maşallahı vardı. Ürgüp, Uçhisar, Göreme, Sinasos... Peribacaları, vadiler, mağaralar, kaya evleri... Masal diyarı gibiydi. Balonla havalanıp o gerçekdışı manzarayı kuşbakışı görmek, 'Ölmeden önce yapılacaklar' listesine ilk sıralardan girmelikti. Kapadokya'da çarpılmak kaçınılmazdı özetle. Cappadox'un çağdaş sanat programının başlığının 'Kapadokya Çarpması' olması boşuna değil yani. Baştan alalım: 16-18 Mayıs'ta kültür, doğa, müzik, çağdaş sanat ve gastronomiyi buluşturan Cappadox diye bir festival düzenleniyor Kapadokya'da. İşinin ehli isimler tarafından: Babylon'cular yani Akbank Caz Festivali'nden Rock'n Coke'a, Efes Pilsen Blues Festivali'nden One Love'a yılların festival tecrübesine sahip Pozitif Live, tasarlayan ve hayata geçiren.
Rahmetli Mehmet Uluğ'un da, Ahmet Uluğ ve Cem Yegül'ün de hayaliymiş: Bu fantastik coğrafyada, ufuk açan, besleyen, kucaklayan bir festival gerçekleştirmek. Algıların farklı çalışacağı böyle bir ortamda insanlara zenginleştiren bir deneyim yaşatmak. "Bugün bütün büyük, çok disiplinli açık hava festivallerinde katılımcılar da yaratım sürecine katılıyor, paylaşıyor, festivalin bir parçası olarak birlikte ortak üretimler gerçekleştiriyor. Cappadox da böyle bir platform olarak tasarlandı" diyorlar. Ekip Cappadox'un küresel bir festival olması için yola çıktıklarını söylüyorlar.
Etkinlikler hep bölgenin doğasından ve kültüründen alıyor ilhamı. Haliyle müzik programı da... Kapadokya'nın sesini, ritmini dinleyip müziğin coğrafyayla ilişkisini yeniden yorumlayacak pek çok sanatçı, diyebiliriz. Bütün konserler, yere ve atmosfere özel performanslar olarak planlanmış. Uçhisar'ın Güvercinlik Vadisi'ne kavuştuğu noktada, etrafı peribacalarıyla çevrili Cevizlik'te etkileyici bir konser ortamı oluşturuluyormuş misal. Burada gece konserleri için güçlü performanslar seçilmiş. Müthiş bir akustiği ve mistik bir havası olan Bezirhane'deyse özgün bir ambiyans yaratacak dingin isimlerin sahne alması planlanmış. Açıkhava etkinliklerinin yapılacağı vadilerin gizli noktalarında pop-up akustik konserler olacakmış. Aşk Vadisi Plato'da ise efsanevi şafak, Gün Doğumu Konserleri'yle karşılanacakmış. Peki kimler var? Iyeoka'dan Erkan Oğur'a, Jozef van Wissem'den İlhan Erşahin'e, Stefan Micus'tan Mercan Dede'ye, festivalin programı cappadox.com'da, biletler de biletix.com'da.
ÇAĞDAŞ SANATA MALZEME
Festivalin çağdaş sanat ayağı, küratör Fulya Erdemci'ye emanet. "Görsel yönü ağır basan bir iş yapıyorsanız, Kapadokya fazlasıyla özel bir yer. Olağanüstü jeolojik yapısı, anıtsal peyzajı ve kaya mimarisiyle, ayrıca Neolitik döneme uzanan çok katmanlı tarihiyle oldukça yüklü bir yer" diyor Erdemci.
Çağdaş sanat programının bu yılki başlığı 'Kapadokya Çarpması'. Karşılaşmanın yarattığı şiddetli etkiyi yansıttığını düşünüyorlar bu başlığın.
Coğrafyanın nimetlerinden faydalanmadan olmaz. Doğal vadileri birbirine bağlayan antik yollar, benzersiz bir açık hava güzergâhı demek. Güneşi doğurma ve batırma manzaralarına karşı yapılacak toplu meditasyon ve yoga seansları da bölgenin yüksek enerjisiyle bağ kurmak demek.
Diyeceksiniz ki hani nerde yeme içme deneyimi? Festivalin gastronomi etkinlikleri de Maksut Aşkar'ın sorumluluğunda diyerek bu kısmı yarına, Gurman Günlük'e saklayalım ve Türkiye'de güzel şeyler de oluyor diye bağlayalım.