Çocuk Haklarını Koruma Platformu bir araştırma yapmış. Araştırmanın başlığı Türkiye'de Aile ve Çocuk Eğitimi Araştırması. Böyle olunca önemsememek mümkün değil.
Araştırma 5 ilden 15 yaş ve üstü bin 237 kişi ile yüz yüze görüşülerek yapılmış. Çocuklar için en önemli belgelerden biri olan çocuk hakları beyannamesini araştırmaya katılan 10 kişiden ikisi biliyor ve onların yüzde 45'i de bu belgede imzamız olduğundan haberdar.
Üstelik haberdar olanların büyük çoğunluğu 15-17 yaş grubundaki çocuklar. Aslında tek başına bu bulgu, çocuk hakları konusunda niçin bu denli çok sorun yaşadığımızın bir göstergesi sayılabilir.
Araştırmaya katılanların yüzde 42'si Türkiye'de ebeveynlerin çocuk yetiştirmekte başarısız olduklarını belirtmiş. Başarısızlığın nedenini yüzde 57 bilgisizliğe bağlarken, yüzde 14 sosyal ve ekonomik yetersizlikle ilişkilendirmiş. Aslında ekonomik ve sosyal yetersizlikler bilgisiz kalmanın da temel nedenlerinden.
Araştırmaya katılanların yüzde 66'sı "Türkiye'de anne-babaların çocuklarla doğru iletişim kurabilme/kendileri/çevrelerine faydalı, özgüvenli bireyler olarak yetiştirme konusunda eğitime ihtiyaçları vardır" ifadesini onaylamış. Yani çoğunluk ebeveynlerin eğitim alması gerektiğini düşünüyor.
EBEVEYNLİK ÖĞRENİLİR
Anne babalığın doğal bir süreç olmadığını, her üretken kişinin doğal ebeveyn olmayacağını anlamış olmak, ebeveyn olmanın emek ve bilgi istediğinin fark etmek gerçekten çok önemli ve heyecan verici bir sonuç. Bu sonuçtan sonra sorulması gereken en önemli soru bu eğitimi kimin, kimlerin ve nasıl vereceği sorusu.
Araştırmada bu soru da sorulmuş ve büyük çoğunluk bu soruya Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı yanıtını vermiş. Bunu Milli Eğitim Bakanlığı yanıtları izliyor. Bir kurumun eğitimden sorumlu olması gerekir. Ancak eğitim ciddi bir iştir.
Kurumun eğitimi nasıl düzenleyeceği, içeriği nasıl belirleyeceği, eğitimin kimler tarafından verileceği, eğitim verecek kişilerin yetkinlikleri gibi konular önemli. Çünkü yetersiz ve eğitimsiz kişiler tarafından yapılan çalışmaların yarar yerine zarar getirmesi de olası.Araştırmaya katılanların bir kısmı eğitimin süreç içinde olması ve başvurabilecekleri uzmanlar olması gerektiğini belirterek farkında olmadan bir sosyal devlet modeli tanımlamış.
HERKESİN HAKKI
Cinsel istismar konusunda da eğitime ilişkin görüşler sorulmuş. Çocuklara cinsel istismara uğradığı durumlarda ne yapmaları, nereye başvurmaları gerektiği konusunda eğitim verilmesi gerektiğini düşünenlerin oranı yüzde 68 iken sadece yüzde 10'u eğitime gerek olmadığını düşündüğünü belirtmiş. Cinsel istismar oaranlarına bakıldığı zaman insan bu oranın yüzde 100 olmasını diliyor. Oran öyle olmasa bile biz her çocuğu bilgilendirmeliyiz. Çocuklarına ilişkin bir sorun yaşadıkları zaman danıştıkları kişiye ilişkin yanıtlar ise çarpıcı. İlk sırada eşler ve arkadaşlar var. Uzmanlar sıralamaya bile girememiş. Nedenleri tartışmak gerek. İnsanların uzmana danışmak istemediklerini ya da bilmediklerini sanmıyorum. Uzmana ulaşma zorluğu, uzman sayısının kısıtlılığı, ekonomik zorluklar gibi nedenler başlıca engeller diye düşünüyorum.
Çocuk Haklarını Koruma Platformu'nun yaptığı araştırma bilinen gerçekleri bir kez daha rakamlarla görünür kılmış. Şimdi yapılması gereken çocuk haklarını erişkinlere öğretmek, sonra her çocuk ve erişkine eğitim sağlamak olmalıdır.