Hafta sonları brunch veya öğle yemeği için aileleri ile birlikte restoranıma gelen çocuklardan sadece üçü bugün konuğumdu ya da ben onların konuğuydum diyebilirim... Şüphesiz hepsinin yemekten en çok keyif aldığını düşündüğüm malzemeler ile bir şeyler yapmaya çalıştım. Ancak Toprak'ın çikolata sevmediğini unutmuşum! Evet, doğru okudunuz, birçok çocuğun aksine Toprak çikolata sevmiyor. Onun daha farklı tatlılara karşı hassasiyeti var. Mesela ailesi ile gittiği tatilde tanıştığı lezzetlerden biri olan 'trdelnik' yani kömür ateşi üzerinde makaraya sarılıp, çevire çevire pişirilen tarçınlı hamur en sevdiği... Zoe'ye gelince... Henüz üç yaşına basmış olmasına rağmen oldukça gelecek vaat eden bir aşçı adayı kendisi. En güzel kıyafetlerini giyip giriyor mutfağa, kollarını sıvayıp başlıyor annesine yardım etmeye... Birçok tarif hazırlıyorlar beraber. Bazen de şinitzel'i panelerken söylediği şarkılarla evdekilerin kulaklarının pasını siliyor. Tam bir mutfak artisti anlayacağınız. Yemekten en çok keyif aldığı şeylerin başında ise çilek ve dağ meyveleri geliyor. Peki ya Captain, yani Antoine... Ona yemek beğendirmek bir hayli zor! Her şeyi yemiyor! Ancak sevdiği yemekler söz konusu olduğundaysa övgü ve methiyede sınır tanımıyor. Bir çeşit krem peynir kreması ile kaplı olan Amerikan icadı 'Red velvet' kek favorisi...
Kendi damak tatları, kendi doğruları olan en objektif yemek eleştirmenleri bence onlar. Yansız yalansız ne hissediyorlarsa söylüyorlar. Onlardan gelen geribildirimler ile doğruya ulaşmak oldukça mümkün. Küçücük yaşlarına rağmen yemeklerle alakalı bu kadar donanımlı olup, onlardan beklenenin ötesinde bir damak tadına sahip olmaları ise gerçekten hayranlık uyandıracak boyutta. Yaşları ilerlerken damak tatlarını biraz daha eğitip terbiye edebilmek adına bolca farklı lezzet denerlerse ve üzerine bir de var olan gastronomi bilgilerini öğrendikleriyle pekiştirdiler mi, oldu bu iş! İşte yeni nesil üç yemek eleştirmeni...
Peki ya onlarla mutfağa girme fikri?
Çocuklarla olan iletişimime çok güvenirim. Eğer onlara birey olduklarını hissettirirseniz ve söylediklerine gerekli önemi verip onları gerçekten dinlerseniz aslında sizin de iletişiminizin güçlü olmaması için hiçbir sebep olmaz. Bir süredir onlarla aramın iyi olmasından da güç alarak, çocuklar ve ebeveynleriyle bir etkinlik organize etmek istiyordum. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı da bunun için inanılmaz güzel bir bahane oldu. Onların bayramında onlarla mutfakta olmak...
Sabah erken saatlerde yaptıklarımızı da güzelce fotoğraflayıp sizlerle paylaşabilmek adına foto muhabiri arkadaşım Yağmur'la düştük yollara... Zoe ve abisi Antoine'ın aileleri ile kaldıkları Emirgan'daki evlerinde yapacaktık çekimi. Toprak'la da orada buluştuk. Ben fazlasıyla heyecanlıydım, onlar da öyle. Mutfağa girip sıvadık kolları. Etrafı biraz dağıtmış, unlamış ve kirletmiş olsak da birbirinden renkli ve enteresan tartlar, kurabiyeler hazırladık. Ve en önemlisi çok eğlendik.
Sizler de çocuklarınızla mutfağa girmek için fırsatlar yaratın. Mutfağınızın kapılarını ardına kadar açın onlar için. Bolca tarifler hazırlayıp onların el becerilerini güçlendirirken, yetişkin birer birey olduklarında paylaşacak hikayeler ve lezzetler hediye edin onlara. Zira mutfakta geçirilen zaman çocuklarınıza sadece el becerilerini geliştirmek adına yardımcı olmaz aynı zamanda onların matematik zekalarını arttırırken kelime dağarcığına birçok yeni kelime eklemiş olur. Sorumluluk duygusu artarken bir şeyler başarmış olmanın verdiği özgüvenle mutfakta tüm duyu organlarını tam anlamıyla kullanmaya başlar. Belki de en önemlisi, siz yaptığınızda yemediği bir şeyi sırf kendisi yaptığı için en azından tadına bakacak ve belki de çok beğenecektir.
Sözün özü, aileleriyle beraber bir şeyler başarmış olmanın özgüveni ve mutluluğu onların küçücük dünyasını kocaman aydınlatabilir.
DAMLA ÇİKOLATALI KURABİYE
250 gr un
Yarım çay kaşığından daha az kabartma tozu
Yarım çay kaşığı karbonat
Yarım çay kaşığı tuz
140 gr tereyağ, oda sıcaklığında
200 gr şeker
1 yumurta
1 adet çubuk vanilya veya yarım kaşıktan az vanilya esansı
200 gr damla çikolata
YAPILIŞI:
Oda sıcaklığındaki tereyağı ve şekeri krema olana kadar çırpın. Vanilyayı ve oda sıcaklığında beklemiş yumurtayı ekleyerek çırpmaya devam edin. Tüm diğer kuru malzemelerinizi de ekleyerek hamur halini alınca damla çikolatalarınızı da ekleyin ve dolapta dinlendirin. Dolaptan alıp 2 kaşık yardımıyla yağlı kağıt serdiğiniz tepsiye golf topu büyüklüğünde aralıklı olarak dizin. 180 derece fırında önce 5 dakika sonra tepsiyi çevirerek 4 dakika daha pişirin.
KOLAY TART
Tart Hamuru Tarifi
100 gr un
1 tutam tuz
50 gr tereyağı, oda sıcaklığında
1 yumurta çırpılmış (sadece yarısı kullanılacak)
20 gr toz şeker
Unu ve tuzu eleyin.
Oda sıcaklığındaki tereyağı iyice kuru malzemelere yedirin. Çırptığınız bütün yumurtanın yarısını ayırın ve şekerle birlikte biraz daha çırpın. Ortasını açtığınız un ve tereyağ karışımına yumurta ve şeker karışımını ekleyin. Hamur kendini toplamaya başladığında homojen bir hamur elde edebilmek için ceviz büyüklüğünde parçaları alıp avucunuzun içiyle ezip şekil verin. Böylece tereyağını eritmeden karışımın içinde homojen dağılabilmesini sağlayabilirsiniz. Daha sonra hepsini bir bütün haline getirip en az yarım saat buzdolabında beklettikten sonra dinlenmiş hamuru hafif unladığınız tezgahta, merdane yardımı ile yarım santim kalınlığında, kalıbınızın boyundan daha fazla genişlikte açın. Hamuru merdaneye sarın ve kalıbın içine yavaşça yerleştirin. Kenarlarındaki fazlalıkları mutfak makası ile kesin. Üzerine çatal yardımı ile düzenli delikler açın. Hamurun üzerini yağlı kağıtla kaplayın ve nohut, fasulye gibi kuru bakliyatları yerleştirin. Bu şekilde 175 derecede 15-20 dakika pişirin, ardından kağıdı ve bakliyatları üzerinden alın ve 10 dakika daha pişirin. Pişen tart hamurunuzu, kalıbında soğuduktan sonra dikkatlice servis tabağına alın, dilediğiniz krema dolgusu ve malzemelerle süsledikten sonra buzdolabında dinlendirerek servis edin.