Her türde birbirinden güzel filmler yapan, dramdan dönem filmine, Çin usulü dövüş fantezisinden fantastik masala hemen her şeyi deneyip yüzünün akıyla çıkan Tayvan kökenli Amerikan yönetmeni Ang Lee, bu kez bambaşka bir türe el atmış. Sonuç yine hayli saygın, ama öbür filmleri kadar heyecan verici değil. Lee, bu kez tam 40. yıldönümünde ünlü Woodstock rock konserlerini yeniden perdeye getiriyor. O ünlü konserlerde çekilen dev belgeselden sonra, bu kez bir kitap uyarlamasıyla... Ama kitabın da, aslında pek bilinmese de bu olayda önemli bir rol oynamış birinin hayatına dayandığını belirtelim. Kahramanımız, o çevrede bir motel işleten ve 'gay' hareketinin erken dönem sözcülüğünü yapan Elliot adlı bir mimar. Anne-babasının sahibi olduğu motelde çalışan Elliott, Vietnam Savaşı protestolarının ve 'çiçek çocukları' eyleminin güncelliğin tam ortasında olduğu bir dönemde, yakın bir yerde düzenlenmek istenen dev konserler için izin alınamadığını öğrenince, olayı kendi yöresine aktarmak ister, sırf otele müşteri gelsin diye... Ve aranan geniş bir alanı da sağlayınca, olay gerçekleşir. Böylece yalnızca El Monaco moteli büyük kazanç sağlamakla kalmayacak, modern müzik tarihinin en önemli sayfalarından biri de yaratılmış olacaktır. Film, bir açıdan çok iyi başarılmış: Dev bir olayın içine girmeden, hemen hiçbir anında gerçek müzik olayına tam olarak yaklaşmadan, sınırda kalarak ve nispeten önemsiz bir karaktere odaklanarak, o olayın özünü vermek, felsefesini duyurmak... Böylece de, bir büyük olayı tümüyle kavramayı denerken, yarı yolda kalıp düşkırıklığı yaratan filmlere bir alternatif getirmek... İyi de, bu tavrın da bir bedeli var. O da seyircide sık sık uyanan 'asıl olayı kaçırmak, asıl önemli olanın yanından teğet geçmek' duygusu. Çünkü, bize bu Yahudi ailesinin gündelik yaşamından kesitler verilirken veya darkafalı kasaba eşrafının olayı nasıl sabote etmeye çalıştığı anlatılırken, orada, yakında rock tarihinin en büyük devleri çalıyor, söylüyor. Ve müzik tarihi değişiyor. İşte bu anları yakalayamamak, bu dönüm noktasının yanından geçip gitmek duygusu, filme zarar veriyor. Ve insanı geriyor. Böylece
Taking Woodstock, yönetmeninin açık yeteneğine, Amerikan kültürüne baştan beri getirdiği dıştan bakışın sağlamlığına ve oyuncuların kalitesine karşın, yeterince doyurmuyor, heyecanlandırmıyor ve de tatmin duygusu yaratmıyor.
ÖZGÜR WOODSTOCK **
(Taking Woodstock) Yönetmen: Ang Lee Senaryo: James Schamus Görüntü: Eric Gautier Müzik: Danny Elfman Oyuncular: Demetri Martin, Paul Dano, Imelda Staunton, Eugene Levy, Henry Goodman, Liev Schreiber/ Amerikan filmi.