Tüm dünyayı derinden sarsan ve önümüzdeki aylar hatta bazı bilim adamlarının ifadelerine göre yıllar boyunca tedbirli yaşamamıza neden olacak pandeminin en çok etkilediği sektörlerden biri moda ve tekstil endüstrisi... Dünya genelinde milyonlarca insanın geçimini sağladığı bu dev endüstri henüz pandemide aldığı yaraları sarmayı başaramadan şimdi de ırkçılık tartışmalarının göbeğinde. Henüz 20'lerinde olanlar eminim içlerinden "Irkçılığın moda dünyasında ne işi var ki? Hepimiz ABD'li siyahi rap'çiler gibi giyiniyoruz. Rihanna'dan Olivier Rousteing'e kadar moda dünyasının tasarım koltuğunda siyahiler var. Louis Vuitton'nun kreatif direkörü Virgil Abloh ve rap'çi Kanye West ne yapsa tüm moda endüstrisi onları taklit ediyor. Siyahi mankenler dergilerin kapağında... Irk, din, cinsiyet ve cinsel ayrımın yaşanmadığı yer moda dünyası.
Modayla tüm dünya birbirine bağlanıyor..." diyordur. Hak veriyorum dışarıdan bakınca, gerçekten durum tam da böyle görünüyor. Geçtiğimiz hafta dünyanın en eski moda dergisi Harper's Bazaar'ın ABD yayınlarının başına ilk kez siyahi bir yayın yönetmeni atandı. Samira Nasr'ın ataması hem de geçtiğimiz hafta gerçekleşti. Geçtiğimiz yıl boyunca dev modaevleri bünyelerinde etik komiteleri kurdu. Hatta bünyesinde Gucci ve Saint Laurent gibi dev modaevlerini barındıran lüks holdingi Kering birkaç gün önce ırkçılık, cinsiyet ayrımcılığı ve çevre konularındaki çalışmalarıyla tanınan ünlü oyuncu Emma Watson'ı yönetim kuruluna dahil ettiğini açıkladı. Eminim sürekli yaratıcılığın, güzelliğin, sanatın ve her türlü farklılığın övüldüğü moda dünyasının ırkçılığın en çok yapıldığı yerlerden biri olduğunu kabul etmesi zor olsa gerek. Oysaki kazancın daha da artması için belirli dönemlerde belirli değerleri benimsiyormuş gibi yapan moda dünyası için ırkçılık ne yazık ki en az konuşulan ve en acı veren gerçeklerden biri.
GEÇEN HAFTA ÖZÜR DİLEDİ
Moda dünyasının en önemli yayınlarından biri olarak kabul edilen Vogue dergisinin kapağında yer alan ilk siyahi model olarak tarihe geçen Beverly Johnson geçtiğimiz günlerde Washington Post gazetesinde yayınlanan bir makale kaleme aldı. "1974 yılında yer aldığım kapağın moda dünyasında ve küresel anlayışta çok şeyi değiştireceğini hayal etmiştim. Oysa 2018 yılında Beyonce'nin Vogue dergisi için gerçekleşen kapak çekiminin siyahi bir fotoğrafçı tarafından gerçekleştirilmesini talep etmesi ve Tyler Mitchell'den bu yana hâlâ hiçbir siyahi fotoğrafçının o dergi için fotoğraf çekimi yapmamış olması birçok şeyi anlatıyor. 46 yılda moda dünyasınn genel zihniyetinde ne yazık ki bir pek bir şey değişmedi. Şu an hayatta olmayan Donyale Luna 1965 yılında Harper's Bazaar'ın kapağında yer almıştı. Pek de net görünmüyordu yüzü de ten rengi de. Çok da bir şey değişmedi o yıllardan bu güne. Siyahiler hâlâ moda dünyası içinde görünmezler. Moda dünyasınn en güçlü kadınlarından Anna Wintour Vogue'da bu güne kadar yayınlanan ve siyahileri rencide eden tüm çekimler ve fotoğraflar için henüz geçtiğimiz hafta özür dileyebildi" diye konuştu.
IRKÇI ESPRİLER
Gerçekten de Vogue'un ABD baskısının 32 yıllık yayın yönetmeni Anna Wintour'un "Siyahilere yaptığımız haksızlık için özür dileriz" demesi ne yazık ki çoğu siyahi grup tarafından "İşinin başında kalabilmek için yapmayacağı şey yok" şeklinde yorumlanmıştı. Ne de olsa bu özür açıklaması Vogue'un da bağlı bulunduğu Conde Nast grubunun dergilerinden Bon Appetit'nin yayın yönetmeni Adam Rapoport'ın siyahlarla dalga geçmek için yüzünü kahverengiye boyadığı bir fotoğrafının ortaya çıkmasından ve geçtiğimiz hafta istifaya zorlanmasından sonra gelmişti. Ve yine geçtiğimiz hafta başında ünlü internet sitesi Refinery29'un yayın yönetmeni ırkçılık eleştirileri üzerine işini bırakmak zorunda kalmıştı. Tabii ki moda dünyasındaki bu rahatsız edici ırkçı bakış açısı sadece medya kuruluşlarıyla sınırlı kalmıyor.
Geçtiğimiz hafta çeşitli marka ve alışveriş sitelerinin çalışanları görev aldıkları firmalarda bizzat yaşadıkları ırkçı tavırları ifşa etmeye başladı. Mesela cemiyet hayatından birçok kadının vazgeçemediği Zimmerman markası hakkında çıkan ırkçılık iddialarının üzerine resmi bir açıklama yapıp ismi geçen ırkçı tavırlı tüm yöneticilerin görevlerine son verildiğini açıklamak zorunda kaldı. Son dönemde çok popüler olan Reformatin markasının kurucusu ve CEO'u Yael Aflalo bizzat kendisi hakkındaki ırkçı hareketlerin şirket çalışanları tarafından çeşitli sosyal medya hesaplarında ifşa edilmesi üzerine koltuğunu bırakmak zorunda kaldı. Alışveriş sitesi Zalando birçok üst düzey çalışanı hakkında ortaya atılan ırkçılık iddiaları nedeniyle bağımsız bir denetim şirketi tarafından tüm firmanın en üstten en alt çalışana kadar incelemeye alındığını açıkladı.
HEPSİ BİRBİRİNE BENZİYOR!
Podyumlarda fırtına gibi esen ve bir yandan tasarımcıların ilham perileri arasında yer alan Joan Smalls ve Adut Akech'in bu hafta karşılaştıkları ırkçılıkla ilgili verdikleri röportajlar da oldukça çarpıcıydı. 1999 doğumlu Akech, "Bunların hepsi birbirine benziyor... Moda dünyasında herhalde en çok duyduğum cümle budur. Tüm siyahiler hakkında kullanılan en itici cümlelerden biri. Irkçı bir espri duymadığım tek bir defile kulisi olmadı. Çekilen fotoğraflarımda ten rengimle oynandı... Işıkla ten rengimi açmaya koyu renk olduğunu belli etmemeye çalışan markalar bile oldu" diye konuştu. Latin ve siyahi kökenleri olan 1988 doğumlu Joan Smalls ise, "Ten renginiz o kadar her şeyin önüne geçiyor ki sadece sizi siyahi diye tanımlıyorlar ve bu onlar için yeterli oluyor. Siyahi kültürünü de latin kültürünü de DNA'larımda taşıyorum ancak Latin kökenim asla konu olmuyor nedense. Genetik olarak saçlarımız kıvırcık. Ve bunu asla ne kuaförler ne de markalar sever. Sürekli olarak işlem yaptırmamız ve bu durumu düzeltmemiz gerektiği söylenir. Aşırı açık renk fondötenlerle makyaj yapıp ten rengimizi gizlemeye çalışırlar. Yanımızda ırkçı espriler havada uçar. Ve bizim bunları duymamız ve tepki vermemiz beklenir" diye konuştu. Sadece bir hafta içinde moda dünyasının dört bir yanından gelen tüm bu açıklama ve skandal suçlamalar bile tüm bu endüstrinin yeniden yapılandırılması gerektiğini net bir şekilde ortaya koyuyor olmalı.