Sinema dergisi Empire yeni sayısında sinema tarihinin kahramanlarını seçti. Son yıllardaki süper kahraman bolluğuna ve dayatmasına karşın Empire'ın soruşturmasından en iyi kahraman olarak Harrison Ford'un canlandırdığı macareperest Indiana Jones çıktı. İkinci olarak da Sigourney Weaver'ın oynadığı Alien serisinin işçi kadın kahramanı Ellen Ripley seçildi. Son 20 yıldır hayatımızı abluka altına alan süper kahramanlar arasından Iron Man sıyrılıp ancak üçüncülüğe erişebildi. Listede Kaptan Amerika, Luke Skywalker, Prenses Leia, Batman, Superman ve Black Panther gibi birçok kahraman var. Ama her şeye rağmen cesaretiyle, zekasıyla ve biraz da gözüpekliği ve çapkınlığı ile öne çıkan Indiana Jones'un en iyi kahraman çıkması önemli... Peki bizim kahramanlarımız kimler? Malum tipoloji olarak Hollywood'u aratmayacak çeşitliliğe sahip bir sinemamız var. Ayrıca ezelden beridir kahraman hikayeleri anlatmayı çok sever bizim yönetmenlerimiz...
KARA MURAT MI MALKOÇOĞLU MU?
Indiana Jones'un açtığı yoldan ilerleyelim... Cesur, zeki, çapkın ve coğrafyadan coğrafyaya koşan maceraperest bir kahraman aranıyorsa Cüneyt Arkın'ın filmografisine bakmak yeterli. İlk akla gelenler Fatih'in fedaisi Kara Murat ile Malkoçoğlu. Ama hangisi? Cüneyt Arkın bu, kendisi malum aynı zamanda Dünyayı Kurtaran Adam. Açıkçası ister tarihi fantazyalarda olsun, ister Türk işi bilimkurgularda ya da karanlık güçlere karşı mücadele ettiği, güçsüzün hakkını koruduğu aksiyon filmlerinde olsun Cüneyt Arkın karakterlerinde cesaret de vardır maceraperestlik de gözü karalık da. Tabii çoğu çapkındır aynı zamanda... Cüneyt Arkın aksiyon sinemamızın en öne çıkan aktörüdür. Belki Kartal Tibet dümeni yönetmenliğe kırmasa o da Arkın ile atışırdı. Ama Tibet kamera arkasına geçince onun kahraman filmleri serüveni yarım kaldı. Yine de Tarkan ve Karaoğlan gibi iki ikonik kahraman yarattı sinemamızda.
SÜPERLER Mİ DEDİNİZ?
Batman'i Hollywood keşfetmeden önce Yeşilçam 1973'te kendince beyazperdeye uyarlamıştı. Günay Kosova'nın yönettiği filmde Levent Çakır'ın canlandırdığı 'Betmen' cesur olduğu kadar çapkındı. Hatta fazla çapkın. Ya Superman? Sinemamız Superman'den ilham aldığı filmlerle hem kendini hem de Superman'in yarattığı efsaneyi çoktan aşmıştır! Üç Süper Adam, Süpermen Dönüyor, Süpermenler, Üç Süpermen Olimpiyatlarda... Gülme garantili şahane süper kahraman filmleridir hepsi!
PEKİ SÜPER KADINLAR?
Peki bizim hiç kadın kahramanız yok mu? Olmaz olur mu? Hollywood süper kadınları yeni keşfede dursun bizimkilerin tarihi 1970'lere kadar gider. Ama nedense unutulmuşlar! Safiye Yankı'nın Uçan Kız'ı hâlâ keşfedilmeyi bekliyor. Lafı gelmişken Yankı'nın önü açılsaydı aksiyonel kadın oyuncu olarak sinema tarihimize de geçerdi. Filiz Akın deyince çok şey aklımıza gelir ama Karateci Kız gelmez. Ama tekmeleriyle az adam dövmemiştir Karateci Kız. Kırbaçlı Yosma'da Melek Görgün, Süper Kadın Dehşet Saçıyor'da Gülgün Erdem, Asyalı Dişi Cengaver'de Serap Olguner'i de süper kadınlar olarak anmadan geçmeyelim.
GERÇEK KAHRAMAN MAHMUT HOCA
Kahramanlık en çok malum sıradan insana yakışır. Çünkü onlar erdemleriyle kahramandır. Hababam Sınıfı'nın rahmetli Münir Özkul ile özdeşleşen Mahmut Hocası'nı düşünün. İlkeli ve bütün hayatını öğrencilerine adayan bir eğitimcidir. Zeka ise zeka, fedakarlıksa fedakarlık, ceraretse cesaret hepsi Mahmut Hoca'da vardır.
HALK KAHRAMANI
Bir de halk kahramanımız Şaban var. Kemal Sunal'ın ölümsüz karakteri hem sinema tarihimize hem de insanların gönlüne kazınmış bir kahramandır. Şaban'ın, yolsuzluk, yoksulluk, feodal düzenin yarattığı sorunlar, adam kayırmaca gibi Türkiye'nin temel sorunlarına hep itiraz eden bir yanı vardır. Çalışkandır, öyle iş seçme gibi huyları yoktur. Çil çil paralar kazandığı da görülür. Fakat ihtiyaç fazlasını bağışlamayı, paylaşmayı tercih eder. Bu nedenle Şaban Anadolu'nun bağrından kopmuş bir Robin Hood'dur. Ki sahte kahraman meselesinin en güzel örneğini yine onun oynadığı Tosun Paşa filminde izleriz.
CEYLAN JÜRİ BAŞKANLIĞINI NEDEN KABUL ETTİ?
Pandemi sürecinin sürpriz festivallerinden biriydi Göç Filmleri Festivali. Lakin asıl sürpriz Nuri Bilge Ceylan'ın festivalin Uzun Metraj Film Yarışması'nın jüri başkanlığını kabul etmesiydi. Neden bu festivalde jüri başkanlığını kabul ettiği merak da edilmedi değil. Variety dergisinin kendisiyle yaptığı mülakatta yönetmen bu konuya açıklık getirerek merakımızı giderdi. Söyleşiden aktaralım: "Sadece medyada değil kendi çevremde de bu sorunun trajik boyutlarıyla sık sık karşı karşıya geldiğim halde bu konuda hiçbir şey yapmamam ya da yapamamamdan kaynaklanan suçluluk hissi ve bu sorunun ivediliği teklifi kabul etmemde rol oynadı. Bu, bugün dünyadaki en zor problemlerden biri. Bana bir şekilde bu soruna dikkat çekme ve bunu kayda değer bir efor sarf etmeden yapma şansı sunuldu, bu yüzden bunu çeşitli bahanelerle geçiştirmeye vicdanım el vermedi."