"Yaşam, size verilmiş boş bir filmdir. Her karesini mükemmel bir biçimde doldurmaya çalışın..." Bu sözler duayen fotoğrafçı Ara Güler'e ait. Usta'nın vefat etmeden önce üzerinde çalıştığı eseri Siyah- Beyaz İstanbul, 17 Mart'ta Artam Antik AŞ'de müzayedeye çıkıyor. Sıradan bir kitap değil bu. Tam tamına 65 kilo ağırlığında devasa bir fotoğraf kitabı... Ara Güler'in objektifinde hayat bulan birbirinden değerli 50 İstanbul fotoğrafının bir araya getirildiği kitap sadece bir adet üretildi, eşi benzeri yok yani. Usta'nın arşivinden İstanbul fotoğraflarının bulunduğu kitabın yapımı üç yılda tamamlandı. Kitap fikri Güler'in çok yakın arkadaşı ve bir zamanlar beraber çalıştığı dostu Zekai Demir'den çıkıyor. 1986 yılından beri tanışan iki yakın arkadaş projeye 2007'de başlıyor. Zekai Demir, kitabın satışından elde edilen parayı yeni fotoğrafçılar yetiştirmek için kullanacağını söylüyor...
- Kitap fikri sizden çıktı değil mi?
- Evet. Fotoğraf kitaplarına, dünyada bu anlamda yapılmış özel kitaplara ilgim vardı. Ara Abi'nin de vakfı vardı. Kendi bulunduğu binayı müzeye çevirmek istiyordu. Ama müze yapmak maliyetli bir iş. Ara Abi'ye dedik ki, "Senin için böyle özel bir kitap fikrimiz var, ne dersin?" Çok hoşuna gitti. 2007'de bunu hayata geçirmek için çalışmaya başladık.
- Sanıyorum uzun süre çalıştınız bu kitap için...
- Yaklaşık üç yılımızı aldı. İlk önce kitabı 1000x1000 cm olarak tasarladık. Fakat bu şekilde ağırlığı 100 kiloyu geçiyordu. Sonra boyutu küçülttük 70x70 cm olarak yapmaya karar verdik. 70x70 cm'ye düşürdüğümüzde de yaklaşık 65 kiloya indi kitabın ağırlığı.
- Bu kadar ağır olmasının sebebi nedir?
- Çünkü fotoğraf kağıdına basılıyor. Fineart fotoğraf kağıdına basılması, sayfaların arasında yine Fineart karton olması ve kartonların her birinin asid free laminasyonu ile kaplanması sonucu bu ağırlık meydana geldi.
- Ara Güler kitabı ilk gördüğünde ne dedi?
- Ara Abi çok heyecanlandı görünce. Biz de çok heyecanlandık. Hayalinden daha iyi bir şey yaptık. Onu da kitaba not olarak düştü. Hatta bu kitabı, bittikten sonra yine Sabah Gazetesi bir haber yapmıştı. Orada da o kadar duygulandı ki, gözyaşlarına hakim olamadı. Çok etkilenmişti. Baktı baktı, "Ya çok güzel, muhteşem olmuş. Elinize sağlık" dedi. Duygulu bir durum yaşadık.
- Kitaptan yalnızca bir tane var...
- Amacımız bu kitaptan birkaç tane üretip bunu Türkiye'nin seçkin insanlarına ulaştırmaktı. Ara Abi'nin imzalı kitabından vakfa gelir elde etmek istiyorduk. Bu süreç çok uzun ve zahmetliydi. Sonra Ara Abi müze ve vakıf fikrinden vazgeçti. Dolayısıyla kitabı bir tane üretmiş olduk. O kitabı da bize hediye etti. Aslında kendisi de bir tane istedi sonra vazgeçti.
- Sarkis Bahar ve Doğan Hızlan'ın kitapta yazılarının yer almasını Ara Güler mi istedi?
- Kitapta birinin yazısı olsun diye kararlaştırdık. Ara Abi, "Bunu en iyi Doğan Hızlan yazar" dedi. Çok yakın arkadaşlardı. Sonra onunla konuştuğumuzda bir yazı yazdı bu kitaba özel. Sonrasında imza atarken de çok güzel bir not düştü. "Ara sen olmadan fotoğraf tarihi yazılamaz" şeklinde bir notu var. Bu imzalar ve yazılar kitabı eşsiz kılıyor bence. Sarkis Bahar da Ara Abi'nin eski asistanı. Kitaptaki portresini çeken kişi.
- Yapım aşamasında hep birlikte miydiniz?
- Evet. Kapak fotoğrafı Ara Abinin en sevdiği fotoğraflardan biridir. Bütün sıralamayı kendisi yaptı. Bir yıl veya tarih sıralaması yok, kronolojik olarak ilerlemiyor. Ara Abi'nin kendi hissiyatı ile oluşturduğu bir sıralama söz konusu.
İNSANLARA LAF ATMAYI SEVERDİ
- Projeler dışında görüşüyor muydunuz?
- Tabi tabi. Özel hayatta ailecek de görüşüyorduk. Rahmetli eşi Suna Hanım da çok sevdiğimiz biriydi. Ara Abi özel hayatta tanıdığınızda çok farklı bir insan. Çok duygusal bir insandır aslında. Çocuksu tarafları vardır. Çok eğlenceliydi ve gezmeyi severdi. Özellikle bazen sıkılıp gelirdi, "Hadi Zekai bir kaçamak yapalım" deyip, Kıyı restorana balığa giderdik. Kıyı'da balık yemek en sevdiği şeylerden biriydi. Gündüzleri bazen Suna Hanım'ın yerine bazen de Kıyı'ya kaçamak yapardık beraber. Çok özel ve güzel vakitler geçirdik.
- Ara Güler'le vakit geçiriyor olmak nasıl bir duygu?
- Ara Abi ile her geçirdiğiniz an eğlenceli ve keyiflidir. O vaktinin büyük bir bölümünü bizim ofiste geçiriyordu. Dolayısıyla ofise sırf Ara Abi'yi görmek, onunla tanışmak için gelen bir kitle vardı. Onunla sohbet etmek fotoğrafçılar için büyük bir keyifti. İnsanlarla olan diyaloğundan çok keyif alan biriydi. İnsanlara sataşmayı, onlara laf atmayı ve kızdırmayı çok severdi.
KİTABIN RAHLESİNİ DE ARA GÜLER ÇİZDİ
- Sizin kafanızda kitaba ilişkin bir değer var mı?
- Benim için paha biçilemez bir şey. Çünkü bir kere Ara Abi adına yapılan müzeden sonra Ara Güler adına yapılmış en kıymetli eser diye bakıyorum ben bu kitaba. Çünkü her tarafında Ara Abi'nin, bizim büyük emeğimiz var. O yüzden de tek olması Sarkis Bahar'ın, Doğan Hızlan'ın kitapla ilgili özel yazısı ve imzası bu kitabı eşsiz kılıyor. Ben ne desem sanki bu onun hakkı değilmiş gibi.
- Kitap ahşap bir rahlenin üzerinde sergileniyor. Var mıdır bir hikayesi?
- Rahle için Ara Abi'ye daha modern tasarımlar sunduk ama o renginin illa ahşap olmasını istedi. Rahle, Ara Abi'nin hayal edip, bir kalemle basitçe çizdiği bir rahle. Hep birlikte kitabın başından sonuna Ara Abi'nin hayalindeki bir şeyi sonuçlandırmış olduk. Rahlesinden kapağına kadar...