Öykü Gürman denince akla, ikizi Berk'le birlikte bundan 10 yıl önce müzik piyasasında estirdikleri rüzgar akla geliyor. Sonrası ise bir sis bulutu. Berk'e ne oldu, Öykü hâlâ müzik yapıyor mu? Hayatları nasıl evrildi hiçbir fikrimiz yoktu. Ta ki, Öykü Gürman Sen Anlat Karadeniz dizisinin en sevilen karakteri Asiye olarak ortaya çıkana kadar. Yanlış anlaşılmasın, Öykü Gürman geçtiğimiz tüm bu yıllar boyunca müzikle bağını koparmadı, oyunculuk adına tiyatro sahnesinde kendini ispatladı ama popülerlik denince kendi tercihi olmayan bir şekilde hep bir adım geride kaldı. Sen Anlat Karadeniz onu, 10 yıllık nadasa inat bir anda gündeme oturttu. Şimdi gördüğü ilginin keyfini sürüyor. Ama geçmişte yaşadıklarını da unutmuyor. Çok güzel, güneşli bir günde buluştuk Gürman'la... Sohbete başladık, birden içini dökmeye başladı. "Uzun süredir anlatamadığım o kadar çok şey birikti ki, hep başkalarını memnun etmek adına sustum. Ama size anlatmak istiyorum. 35 yaşımdayım fakat 26'da bıraktım hayatımı" diye gözleri dolarak anlattı. Meşhur olduğu ilk günden bu yana sektörde varolma mücadelesi veren Gürman, bu uğurda epey zor günler geçirdi. Tam umutları tükenmek üzereyken karşısına Asiye karakteri çıktı ve o tam anlamıyla küllerinden doğdu. Gürman bazen gülürek anlattı bazen de gözyaşlarına boğuldu...
- Asiye karakteriyle birlikte oyunculuk konusunda epey iddialı olduğunuzu kanıtladınız...
- Oyunculuk yapmak hep hayalimdi ama Urfalıyam Ezelden dizisi, çok iyi oyuncu ekibine sahip olmasına rağmen sadece 10 bölüm sürebildi. Oyunculuk çok emek verilen bir şey ama bir dizinin tutması için birçok parametre var. Oyunculukla ilgili teklifler de geldi ama hep şarkı söyleyen rollerdi bunlar. Gazinoda şarkıcı, birinin sevgilisi ama şarkıcı... Ama içimde bu işe dair farklı bir yetenek olduğunu, bunu da farklı bir karakterle renklendirmem gerektiğini düşünüyordum. Asiye harika bir seçenekti.
- İnsanların sizde keşfetmesini istediğiniz neydi?
- Bir mimik kraliçesiyimdir. Ben de bir yetenek var ama bunu öyle bir karakterle göstermeliyim ki; insanlar komik, eğlenceli, hızlı konuşan, hiperaktif tarafımı keşfetsin. Bunu şarkı söylerken göstermenin imkanı yok. Evlerinin Önü Boyalı Direk zamanından beri insanlara tam olarak nasıl biri olduğumu gösteremediğimi düşünüyorum. Asiye bana o kapıyı açtı.
- İkiziniz Berk'le birlikte Boyalı Direk şarkısıyla çıkışınızın üzerinden yıllar geçti. Ama uzun zaman o şarkıyla anıldınız... İnsanın üzerine bir tek şarkının yapışması kötü bir şey değil mi?
- İyi bir şey yapınca onun üzerine çıkmak gerekiyor. Bu yük ağır. İyi bir şey yapmak insanlarda beklenti oluşturuyor. Tüm bu yıllar boyunca inanmadığım bir işin içinde yer almadım, inanmadığım bir şarkıyı söylemedim ama bu nedenle araya zaman girdi. Araya giren zaman da senden çalıyor. Müzik sektörüyle ilgili söylenecek çok şey var. Her şey çabuk tükeniyor, bir albüm arası için iki üç sene çok uzun zaman artık.
- Neden müzikte mesafeli bir tavır aldınız?
- Her sene albüm yapmadım çünkü talihsizlikler silsilesi peşimi bırakmadı. Müzik şirketiyle anlaşmazlıklar yaşadım, şarkı bulamadım, klibe sponsor bulamadım... Hem maddi hem manevi çıkmazlardan ötürü ertelenen projeler oldu ve bu benim zamanımdan çaldı. Şimdi geriye dönüp baktığımda, iyi ki o şarkıyı söylememişim, iyi ki onunla düet yapmamışım dediğim şeyler var. Derdim insanları şaşırtmaktı. Ama oyunun kuralı hep görünmek... Belki de bir takım insanlar tarafından unutuldum... Hassas biriyim ve unutulmanın hüznünü yaşadım ama sabrını da yaşadım. O sabrın mükafatı Asiye oldu, bu dizi oldu. Çünkü insanlara bu şekilde ulaşmayı artık hak etmiştim.
- İnsan en başta ilgi, coşku, sevgi görüp, ondan mahrum kalınca kötü hissetmiyor mu?
- Bu benim de söylemeye cesaret edemediğim, kendime itiraf edemediğim bir nokta. Geçmişe dönüp yaşamayı tercih etmiyorum ama bu konuda çok hassasım. Geçici sevgi ve şöhret beni artık çok ilgilendirmiyor. Varlığın ardından yokluğu da yaşadım. Kendi içimde üzüldüm. Ama bana hep soruldu, "Kimler neler neler oldu, sen bu sesinle niye ortalarda yoksun" diye... Ben birilerine yalakalık yapmıyorum, birileriyle çıkarcı biçimde diyaloga girmiyorum. Bazı kapıları zorlayabilirdim, kollayabilirdim ama hiçbir zaman öyle bir cingözlük, çakallık noktasında olmadı zihnim. Çünkü öyle biri değilim. Yapamam, ben de çok sahte durur. Yine işimle gündeme geldim (gözleri doluyor).
- Gözleriniz doldu... Çok içerlemişsiniz galiba...
- Bunu söylerken boğazımda düğümleniyor cümleler. Ben aslında bir şeylerin bittiğini, öldüğünü düşünmedim ki yeniden doğayım ama yeniden doğdum işte. Kalbimde bir yer çok kırık. Kardeşime de aynı şekilde. Bu zamana kadar o kırılmasın, bu üzülmesin diye bazı cümleleri kurmaktan çekindim. Ama artık konuşacağım. İnsan seçimleriyle yaşar hayatı. Ne yapıyorsan osundur. Beslendiğin kadar besleyebilirsin. Berk'le bizim hamurumuz sağlam. İyi bir ailede, ahlaklı bir eğitim aldık. Ama bazı şeylerin bunlarla hiç alakası olmadığını, şöhretle, popüler kültürle, tanınmakla alakalı olduğunu anladık, midemiz bulandı.
HER ŞİVEYİ YAPARIM YETER Kİ MÜZİĞİNİ BULAYIM
- Karadeniz şivesini çok iyi yapmanızın ötesinde, farklı şiveleri de becerebilecekmiş gibi bir izlenim veriyorsunuz. Yanılıyor muyum?
- Ben Asiye'nin müziğini buldum o yüzden bu kadar sevildi şive. Bu yüzden müziğini bulabildiğim her yörenin şivesini yapabilirim gibi geliyor. Trakya, Ege, Karadeniz, Antep... Sanırım üstesinden gelirim.
- Önümüzdeki hafta Trabzon'da bir konseriniz var. Nasıl bir beklentiniz var?
- Kalabalık bir kitle bekliyorum. Çünkü diziden sonra bölgede ilk konser olacak. Dizideki şarkıların hepsini söyleyeceğim, horon ve kolbastı da olacak.
- Dizideki şarkıları kim seçiyor?
- Osman Sınav. Senaristler yazıyor, o şarkıları seçiyor. Çünkü inanılmaz bir repertuvarı var. Şarkı sözü ve besteleri vardır Osman Hoca'nın. Zaten yeni albümüme koymak için kendisinden şarkı istedim. Osman Hoca müzisyenin dilinden anlıyor. Dizinin müziklerinin aranjesinde de büyük katkısı var.
- Set aralarında şarkı söyler misiniz?
- Geçen gün adliyede söyledim. Çünkü ekip gerilmişti, yorgundu. Ben de öyle. Bir türkü patlatttım yüksek sesle. Herkesin bir anlık havası değişti. Zaman zaman sette de yapıyorum. Yaklaşıyorum yanlarına arkadaşlarımın, bir küçük şarkı söylüyorum... Ama çok uzatmıyorum. Çünkü Asiye'den çıkmamam gerekiyor sette. O yüzden Asiye'den çıkıp Öykü'ye dönersem çok zorlanırım.
25 BİN TAKİPÇİM VARDI, 1 MİLYON OLDU!
- Dizi yayınlanmaya başlamadan önce Trabzon çarşıda sizi sadece bir kişi tanımış. Şimdi o çarşıda yürüyemiyorsunuz bile... Bu nasıl hissettiriyor?
- Çok şükür. Dizi bitince aynı şekilde ilgi gösterirler mi emin değilim. Bunu bilmek de acı veriyor. Sevenlerin geçici sevdiğini düşünmüyorum ama bu durum tecrübeyle sabit. 10 senem var bu sektörde. Bu 10 yılda şarkı söylemek istemediğim yerlerde de şarkı söyledim, istemediğim televizyon programına da katıldım, tercih etmediğim yerlerde konser vermek zorunda kaldım. Adım Öykü, öykü gibi bir hayatım var benim. Annem, babam, ailemle ilişkim, özel ilişkilerim, seçimlerimdeki yanlışlarım, doğru bulduklarım, keşkelerim, hayallerim, öykü gibi hayatım var, bu röportaj bitmez... Bir insana bir şey geliyorsa boşa gelmiyor. Artık herkes çabucak şöhret olmak istiyor ya, o öyle kolay olmuyor. İstediğin kadar çevren olsun, paran olsun, tanıdığın olsun, o bir yerde patlar. Birine bir başarı geliyorsa, o hayatının bir yerinde çok acı çekmiştir. Ama unutmak insana verilen en büyük hediye. Dizide Osman Hoca ile olan sahnelerimde babam geliyor aklıma (ağlıyor), adliye sahneleri mesela, Asiye'nin Mustafa'ya koşması... Ben bunların çoğunu kendi hayatımda yaşadım: mahkemede boşanırken hakimin karşısına çıktım, sevdiğim birine Asiye'nin Mustafa'ya koşması gibi koştum. Bunların hepsi oyunculuk yaparken açığa çıkıyor.
- Dizi boyunca kendi hayatınızın özetini tekrar yaşıyorsunuz sanki...
- Evet kesinlikle. Çok yorucu. Kurtulamıyorum bazı duygulardan. Adalet duygusu çok yüksek biriyim, bu diziyi o yüzden kabul ettim. Asiye de dik bir kadın. Benim gibi. Gaza mı geldim acaba? 'Asiye Reis'in Askerleriyiz' diye bir hesap açıldı, onun gazına mı geldim?
- Ya evet sosyal medyada adınıza açılan hesaplara inanamıyorum...
- Kimseden gocunacak halim yok, dizi başlamadan önce 25 bin takipçim vardı, şimdi 1 milyon. 10'a yakın fan grubu var.