NOT: Yazı filmin içeriğiyle ilgili bilgi vermekte.
Geçen yılki Benim Adım Feridun filminden sonra Çağan Irmak'la ilgili olarak 'Tez zamanda Karanlıktakiler, Babam ve Oğlum, Mustafa Hakkındaki Herşey, Dedemin İnsanları, Prensesin Uykusu günlerine dönmesini umut ediyorum' yazmıştım. Baştan söyleyeyim Irmak, Çocuklar Sana Emanet filmiyle o günlerine geri dönüyor.
Mutlu bir evliliği olan, hayata pozitif yönden bakan iç mimar Kerem'in geçirdiği bir trafik kazası sonrasında hayatının altüst olmasını konu alıyor film. Yaşadığı ağır travmayı atlatmaya çalışan Kerem kendini küçük bir köye kapatıyor ve yaşadığı sıra dışı olayları anlamlandırmaya çalışıyor. Tüm bu süreçte ise aslında bambaşka gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalıyor.
Çocuklar Sana Emanet, aslında Irmak'ın sevilen filmleri Babam ve Oğlum, Karanlıktakiler, Dedemin İnsanları gibi toplumsal temelli bir yapım. Çünkü Irmak toplumsal bir sorun haline gelen kadınlara ve çocuklara yönelik travmatik şiddet olaylarından yola çıkıyor. Ve o takdir edilen senarist kimliği ile çetrefilli bir meseleyi, gerçeküstü bir dünya kurarak, gerilim ve korku türünün unsurlarını iyi kullanarak sinemamız açısından orijinal diyebileceğimiz bir şekilde anlatıyor. (En son böylesi bir orijinalliğe Taylan Biraderler'in Küçük Kıyamet'in de rastlamıştık.)
AKYÜREK'TEN İYİ BİR PERFORMANS
Açıkçası son yıllardaki, belli bir formülle çekilen ve ticarileşen vasat yerli mistik korku gerilim filmleri düşünüldüğünde Çocuklar Sana Emanet, çıtayı epey yükseltiyor. Öte yandan Irmak'ın bu filmini sadece bu türe indirgemek de doğru değil. Irmak iyi bir hikayeci olduğunu tekrar hatırlatıyor. Sevilen filmlerinde olduğu gibi anlatım katmanlarında işin duygusal ve psikolojik yönünün önemli olduğunu gösteriyor. Sinemada biçim-içerik dengesinin nasıl tutturulması gerektiğinin iyi bir örneğini ortaya kokuyor. Ele aldığı konunun toplumsallığını hiç unutmadan sinemasının ana damarlarından yüzleşme çağrısını yine yapıyor. Üstelik diğer filmlerine göre daha sert bir biçimde.
Ayrıca bu filmin bir artısı da Engin Akyürek. TV starı olan Engin Akyürek'i Kader'in başında ve Bi Küçük Eylül Meselesi'nde beyazperde izlemiştik. Irmak, açıkçası sinemada Akyürek'in potansiyelini ortaya çıkarıyor. Baştan sona bir filmi taşıyacak bir performans sergiliyor Akyürek. Ama Birsen Dürülü'nün az ama öz performansı ise bir başka...
Netice olarak korku-gerilim, fantastik, gerçeküstü atmosfer kurma konusunda Irmak tür sinemasına hakimiyetini ve hikaye anlatmadaki usta işi becerisini Çocuklar Sana Emanet'te şık bir şekilde ortaya koyuyor. Ne diyelim Çağan Irmak sahalara geri döndü, seyircisine duyurulur!
***
Dikkat sinemada manyak var
Flash TV'nin klasiklerinden olan Gerçek Kesit başlı başına bir başarı öyküsüdür. 90'larda gerçekleşen cinai vakaları dramalaştıran bu program, imkansızlıklar içinde belki biraz da amatörce kotarılıyordu. Ama gerçekle-absürdün sıra dışı bir harmanından dolayı programın tuhaf bir cazibesi vardı.
Biraz da bu yüzden efsaneleşti. Jenerik olmadığı için adı Sarı Bıyık'a çıkan Cahit Kaşıkçılar da bu programın fenomen ismiydi. Ki Beyaz Çoraplı Dayı (Mehmet Vanlıoğlu) da bir başka fenomendi... Onur Ünlü son filmi Gerçek Kesit: Manyak'la bir sinemacı olarak bu programa saygısını sunuyor.
HEM BAYAĞI HEM AYKIRI
Cahit Kaşıkçılar'ın senaryosunu yazıp başrol oynadığı filmde annesiyle yaşayan bir temizlik görevlisinin çöp kutusunda bulduğu bir ceset sonrası yaşadıkları daha doğrusu manyaklaşması anlatılıyor.
Sarı Bıyık diye bilinen Cahit Kaşıkçılar, beyazperdeye yakışıyor.
İşin özü Gerçek Kesit: Manyak bıçaksırtı bir film. Hem bayağı hem aykırı. Hem klişe hem zekice... Muhtemel seyirciyi ikiye bölen yapımlardan biri olacak. Onur Ünlü yer yer o kendine has sinema yapma biçimiyle yönetmenliğini hissettirse de genel olarak Gerçek Kesit'in alışılagelen atmosferine, anlatımına sadık kalıyor. Naçizane filmin handikapı da burada. Çünkü bu sadık kalma hali filmi Gerçek Kesit'in bir bölümü haline getiriyor. Oysa bu bir sinema filmi...
Ünlü'nün birkaç yerde gördüğümüz sinematik dokunuşlarını zengin bir biçimde kullanması filme daha yararlı olurdu herhalde. Böylece kimi sinemayla ilgili ezberbozan çıkışları daha anlamlı hale gelirdi. Ama bir efsaneye dokunmak da zor! Son tahlilde Gerçek Kesit: Manyak, programın fanlarını belki memnun edebilir lakin has sinemaseverlerin aynı hazzı alacağından emin değilim.