Kara haber tez duyulurmuş…
Karanlık Oda'da okumuştum.
"Eli kulağındadır, gelir" dedim…
Geldi nihayet…
Maşallah yazılarımı inci dizer gibi dizmişler ipe.
Epey güldüm…
Çünkü tanıyorum o kafayı ve içinde dolaşan tilkileri…
O kurnaz da biz neyiz?
Akıla bak sen!

Suçum neymiş?
CHP'li Umut Oran'ın Twitter piçi Fuat Avni ile yaptığı ve basında yayınlanan yazışmalarını yorumlamak.
Ya ne yapacaktım?
Adli Tıp uzmanı mıyım ben?
Elbette eleştireceğim.
Hiç 'Ölüm emri' eleştirilmez mi?
Sen Paralel'in eline tutuşturduğu montaj kasetleri, doğruluğuna bakmadan Meclis'te oku, ben seninkilere öküzün trene baktığı gibi bakayım öyle mi?
Hadi oradan sen de.
Umut efendi kamuoyunu aydınlatacağına kalkmış bizi bir derneğe şikayet etmiş…
Üstelik rakibimizce kurulmuş bir derneğe…
O dernek de kafaya koymuş bizi kınayacak!
Kına ulan…
Bin kez kınasan ne yazar?
Hem kınadın da ne oldu?
Tiyatro oynamayı bırakın artık.
Basın gidin kafamdan!
Faşist zihniyetlen sizi..
Paralelin kuklası CHP'li Umut Oran, Star, Akşam ve Güneş gazetelerinde çıkan 'Fuat Avni' Twitter hesabıyla özel yazışmalarına yönelik haber ve yorumlar için Basın Konseyi'ne başvurmuş.
İddiaları yanıtlamasını bekliyorduk.
Ama o 'Konsey'e gitmeyi tercih etmiş! Aralarında benim de bulunduğum 71 kişiden şikayetçi olmuş.
O dernek de kendini mahkeme yerine koymuş, ifademizi istiyor.
"Suçlu olduğu yargı kararıyla belirlenmedikçe hiç kimse 'suçlu' ilan edilemez."
Bir de meslek ilkeleri böyleymiş.
Peki, beni niye suçlu ilan ettiniz ulan?
Hem de beraat kararım olmasına rağmen.
Hadi basın gidin başımdan yoksa elimden bir kaza çıkacak…