Ankara yazının sonbahara çaldığı günlerdeyiz… Serin başkent akşamları erken çaldı kapıyı.
Üşüme hissini özlemiştik. Gün içi yine yazı yaşıyoruz. Sıcak mı? Sıcak…
Koronavirüsün hayatımıza girdiği andan itibaren tüm planlar alt üst oldu.
Tıpkı mevsimler gibi… Serin Ankara akşamlarında gündem hep aynı.
Pandemi süreci tüm ciddiyeti ile ilk sıra…
Son veriler yükselişte. İşin dalga tarafı yok.
Ama ikinci dalgaya erken yakalanacağız gibi…
Her geçen gün çember daralıyor.
Hastalığa yakalananların en yakınımıza kadar geldiğini görüyoruz.
Dün acabayla kuşkulandığımız sürecin ta kendisini yaşıyoruz.
Daha çok 'Duydun mu?',
'Haberin var mı?' gibi cümlelerle karşılaşıyoruz.
'Sosyal mesafe', 'Hijyen' ve 'Maske' dedik…
Ankara özelinde söylüyorum…
Son veriler hiç iyi gelmiyor.
Hal böyle olunca bir kez daha tekrarlamak durumunda kaldım.
Yarınlar için bugün tedbiri elden bırakmayalım…
Başaracağımıza inanıyorum… Ve diğer yoğunluklu konu…
Tabi ki siyaset… Siyasetinde yerel kısmını ele alalım.
Malum geride bıraktığımız hafta belediyelerin meclis toplantılarının yapıldığı hafta idi… İlçe belediyeleri kendi meclis toplantılarını yaptı.
Ardından Büyükşehir Meclisi yine aynı senaryo ile sahne aldı.
Kentin enerjisi heba ediliyor.
Proje, vizyon, gayret, azim ve kente dair kaygıların olmayınca ortada top çevirmeye devam edersin.
Beceriksizliği ört bas etmenin en kolay yoludur 'top sektirmek'…
Bir yandaş meclis üyesinin konuşmasını dinliyorum; '18 aydır Ankaramızın yararına olan hiçbir projemize destek vermediğiniz gibi, Ankaralılar için hiçbir proje sunmadınız' sözleri üzerine perdeyi kapatıyorum.:) Evet, Ankara hepimizin…
Ortak değerimiz. 'Her şey çok güzel olacak' diyen sizsiniz…
O güzellikleri görelim.
Projeleri seçim öncesi sıralayan yine sizdiniz.
Nerde o projeleriniz? Şimdi proje bekliyorsunuz.
Milletin aklı ile dalga geçmeyin.