Aslında uzun zamandır planlıyorduk, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ile bu buluşmayı ama ikimizin de oldukça yoğun olan gündeminden dolayı bir türlü gerçekleştirememiştik. Geçtiğimiz Ramazan Bayramı'nda Paralel Yapı'yla ilgili verilen mücadeleye dair yaptığı can sıkıcı yorumu duyup da bununla ilgili Twitter'da bir şeyler yazınca bir araya gelme olayımız hız kazandı.
Dünkü buluşmamızın ana gündemini oluşturan bu konu üzerine epeyce konuştuk. "Siz gazeteciler çok fena- sınız" diyerek başladı sözlerine ve Paralel Yapı'nın emniyetteki teşkilatına karşı düzenlenen operasyonlarla ilgili sözlerinin kasıtla çarpıtıldığını ifade etti. "Uzun bir metindi ama herkes işine gelen kısmı almış kullanmıştı!" dedikten sonra da çetenin 17 Aralık operasyonuyla ilgili yorumunu hatırlattı.
"Daha kimsecikler konuşamazken ve muhalefet tarafından mesele başka türlü okunurken ben Almanya'da katıldığım bir toplantıda söz konusu operasyonla ilgili; '17 Aralık'ta düğmeye basılmasının nedeni yolsuzlukla mücadele filan değildir. Düğmeye basılmasının sebebi iktidarın AKP kanadını silkelemektir. Bana yolsuzluk soruşturmasını yürütenleri kahraman gibi göstermeye kalkmayın' demiş bir kimseyim. Bu yapının varlığına inanan ve bu yapıyla ilgili verilen mücadeleye destek veren bir hukuk adamı olarak son operasyonla ilgili yaptığım bazı hukuki değerlendirmelerin bu yapıyı reddettiğim biçiminde algılanması hoş olmadı" dedi.
Dedim ya uzun bir sohbetti. Çok şey konuştuk hemen her konuda ama asıl mevzumuz Türkiye'de neden muhalefetin başarısız olduğu konusuydu ve dolayısıyla tabii CHP'nin... Bir kere baştan şunu söylemeliyim; çok açık biçimde dile getirmese de Feyzioğlu'nun CHP'de siyaset yapma niyeti var. Ve tabii bence bu niyet o partinin en tepe noktasında olabilme niyeti! Ben de bu yüzden gündemimizi oraya kilitledim. Sorularımı hep oradan yönelttim.
Seçimin hemen sonrası parti içi muhaliflerin Kılıçdaroğlu ve ekibine dair yaptığı istifa çağrılarını yorumlamasını istedim. Ve eğer partinin başına geçme gibi bir olasılık olursa nasıl bir muhalefet anlayışı izleyeceğini anlatmasını istedim. Ve gördüm ki parti içi dinamikleri gayet iyi biliyor Feyzioğlu. Hiç de bazılarının iddia ettiği gibi bilmiyor falan değil yani. Muharrem İnce ve diğer ulusalcı isimlerin Genel Merkez'e istifa çağrılarını yerinde buluyor ancak mevcut delege yapısıyla bunun sonuca ulaşamayacağına da inanıyor.
İşin özünü sorarsanız eğer başarılı olur mu bilemem ama Feyzioğlu ilk kurultayda şansını deneyecek gibi görünüyor. Yani Kılıçdaroğlu'na açık açık rakip olacağını gösteren Muharrem İnce ve Emine Ülker Tarhan'dan sonra Metin Feyzioğlu ismini de sayabiliriz artık. Ancak tabii bu işler öyle sanıldığı gibi kolay olmuyor.
Evet. Buluştuğumuz mekânda kendisine büyük sempati duyulduğunu, özellikle kadınların fotoğraf çektirmek için koşarak yanına geldiğini gözlerimle gördüm ama bu CHP gibi statükonun temsilcisi bir partinin başına geçmek için yeterli olabilir mi?
CHP'nin delege yapısı malum. Siz istediğiniz kadar toplumda makbul sayılan ve karşılığı olan bir isim olsanız da, parti içindeki delege ağalarıyla elense tokat muhabbetine girişemedikten sonra mümkün değildir genel başkanlık yarışından başarıyla çıkmanız.
O nedenle sordum Feyzioğlu'na: "Peki sizi o koltuğa taşıyacak bir ekip, lobi filan var mı partide?" Ona göre var. Sokakta olduğu gibi partinin il ve ilçe örgütlerinden de destek aldığını ve sahaya indiği anda da bu desteğin artacağını söylüyor. Umarım dediği gibi olur. Şahsen bir hayal kırıklığı yaşasın istemem.