Önceki akşam a haber'de % 100 siyasette Mustafa Sarıgül'ün CHP'ye katılımını uzun uzun yorumladık. Bu süreci en doğru takip eden gazetecilerden biri olduğum ve aylar öncesinden CHP- Sarıgül arasında başlayan flörtün mutlak suretle nikâhla sonuçlanacağını bildiğim için "Sarıgül İBB adayı olur mu olmaz mı" tartışmalarına da "Elbette ki aday!" diyerek bildiklerim doğrultusunda noktayı koydum. Ancak tabii partinin bir bütün görüntü verememesinin ve hâlâ Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin'in aday adaylığı konusunda geri adım atmamasının yarattığı çelişkili fotoğraf dolayısıyla Salih Tuna'dan itiraz geldi. Ve Sarıgül'ün adaylığının yüzde yüz kesinleşmediğine, İBB adayının Tekin olabilme ihtimalinin de bulunduğuna dikkat çekti. Bu tezini de CHP kaynaklarından aldığı bir bilgiye dayandırdı. Birkaç gündür kendi gündemimle ilgilenmek zorunda kaldığımdan haberim yoktu benim bu olaydan. O yüzden de Tuna'ya aktarılanın yanlış olduğunu söyleyip itiraz ettim (hem de pek bilmiş bilmiş!)
Oysa program sonrası gelen telefonlardan öğrendim ki doğruymuş. Gerçekten de önümüzdeki cumartesi günü Kadıköy Meydanı'nda Gürsel Tekin adaylığını açıklayacağı coşkulu bir miting yapmaya hazırlanıyormuş. Hemen Tekin'e yakın kaynaklarımı aradım. İddialarına göre Kılıçdaroğlu Tekin'e "Ben Sarıgül'ü partiye aldım ama ona sen İstanbul adayımızsın diye bir söz vermedim. O yüzden sen önüne bak!" demiş. Ve hatta Kılıçdaroğlu'nun onun arkasında olduğunu göstermek için de "Ne diyorsunuz efendim. Gürsel Tekin'in yapacağı mitinge destek verelim mi?" diyen bazı il başkanlarına, partililere "Tabii ki vereceksiniz!" şeklinde yanıtlar vermiş.
Tabii bunun tamamen senaryo olduğunu... Tekin ve ona yakın isimlerin olayın ciddiyetini göstermek maksadıyla üzerine bol bol sos döktüğünü sonrasında genel merkez kaynaklarımla yaptığım görüşmelerde anladım. Çünkü Kılıçdaroğlu nezdinde Sarıgül'ün adaylığı kesinleşmiş. Hatta öyle kesinleşmiş ki, İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı'ya "Hiç vakit kaybetmeden seçim için hazırlıklarınıza başlayın ve hatta mümkünse önümüzdeki hafta kampanyanın startını verin" demiş. Bu cumartesi Sarıgül ve ona destek veren TDH'ciler ile CHP İstanbul örgütü Ankara'ya bir çıkarma yapmaya hazırlanıyormuş. Lafta niyet Sarıgül'ün dönüşünü görkemli bir törenle kamuoyuna sunmak ama aslında İBB adaylığını zımnen de olsa kamuoyuna göstermek. Kısacası CHP'nin İBB adayı Mustafa Sarıgül. Olmasa şaşardım zaten. Çünkü Rahmi Koç'undan Aydın Doğan'ına, Hüsamettin Özkan'ından, Cem- Ümit Boyner'ine, Gülen Cemaati'nden Ermeni -Musevi Cemaati'ne kadar o dev lobinin işin içinde olmasının ilk niyeti buydu. Önce İstanbul sonra CHP'nin genel başkanlığını elde etme şiarıyla yola çıkan bu lobiye "helal olsun" deyip haklarını teslim etmek lazım. Çünkü çok zor bir işi başardılar. Deniz Baykal, Önder Sav ve mevcut yönetimde görev yapan Gürsel Tekin başta olmak üzere birçok genel başkan yardımcısının ve partiye yıllardır emek vermiş binlerce insanın direnmesine rağmen sonunda Sarıgül'ün CHP'ye geçişini sağladılar. Hem de tam onun istediği biçimde!
Ne diyelim efendim. Hayırlı uğurlu olsun da ben Gürsel Tekin'e üzülüyorum. Çünkü bu kadar komik duruma düşürülmeyi hak etmiyor! Onca emek, onca çabanın karşılığı bu olmamalıydı. Yıllardır tanışırız. Tamam siyasi duruşunda geldiği noktayı pek beğenmiyorum. Çok fahiş hatalar yaptı ama Tekin iyi insandır, dosttur. Ve en önemlisi gerçek bir CHP ve gerçek bir emektardır. Daha ilk günlerde, "Kılıçdaroğlu arkamda!" diye ortaya çıktığında demiştim:
"Güvenme abisi. Sana 'hadi yürü koçum' diye gaz veren genel başkanına pek aldanma. Çünkü Kemal Bey kazı verir verir ama sonra bakar ki o kazı verdiği yerden altın yumurtlayan tavuk gelmiyor. Bu defa arkasına bile bakmadan dönüp gider!
