Dünkü yazım üzerine bir okurum "Kemal Kerinçsiz'in Hrant Dink'in katillerinin azmettiricisi olduğuna dair bir delilin, var mı?" diye sormuş.
Bana göre var. Size göre o asla bir ispat değildir. Çünkü buna inanmak istemiyorsunuz. Sizin gibi devletin polisi ve yargısı da inanmadığı için Kerinçsiz maalesef Hrant'ın katlinden de sorumlu tutulamadı. Ergenekon Terör Örgütü üyesi olmak iddiasıyla aldı cezayı. Oysa o adam bal gibi Hrant'ın katillerini azmettiricisi! Gözlerimle gördüm, kulaklarımla duydum ben bunu! Benimle birlikte onlarca gazeteci şahit oldu. 2005'in aralık ayıydı. 301'den yargılanan Orhan Pamuk'un duruşmasını izlemek için Şişli Adliyesi'ndeydik. Duruşmanın yapıldığı kattaki koridorlarda davayı izliyorduk. Hrant Dink de bizimle birlikteydi. Duruşma bitti. Pamuk korumalar eşliğinde karga tulumba götürüldü. Biz de peşinden tabii. Kapının önünde bekleyen öfkeli bir kalabalık. önce Pamuk'u yumurta yağmuruna tuttular. Adam güç bela ayrılırken adliyenin önünden, o arada yabancı basından birileri de davayla ilgili yorum yapması için Hrant'ın önünü kesmişti. İşte ne olduysa o an oldu. Protestocular gazetecilere demeç veren Hrant'a yöneldi. "Defol bu ülkeden Ermeni p...!" gibi bir yığın iğrenç hakaretle saldırmaya çalıştılar. Ben tam Hrant'la protestocuların arasındaydım o ara... Şaşkın ve pek tabii ürkerek olanı biteni izlediğim bi anda reis edasıyla kalabalığın arasından sıyrılarak o geldi. Ve Hrant'a "Yine Türklüğü mü aşağılıyorsun yabancılara Ermeni p...! Bak senin sonun çok kötü haberin olsun! Geberteceğiz seni en sonunda!" falan türünden tehditler savurmaya başladı. Hrant pek aldırış etmedi ama ben mosmor oldum. Çok korktum! Çünkü ağzından köpükler saçarak, gözleri kan çanağı bir halde "seni geberteceğiz sonunda" diyen ve kalabalığın liderliğini yapan kişi Kemal Kerinçsiz'di. Büyük Hukukçular Birliği'nin başkanı. Bir şeyler söyledi Hrant. Gürültülü olduğu için duyamadım o an ama sonradan sorduğumda; "Ben ölümden korkmam!" demiş. Neyse sonra polis geldi. Hrant'ı adliye binasının içine aldılar. Ben, Vivet Kanetti ve adını hatırlayamadığım bir sürü gazeteci ise tedirgin bi şeklide kalabalığın dağıtılmasını bekledik. Sonunda dağıldılar ve Hrant da binadan dışarı çıkıp aramıza katıldı.
Katledildikten sonra hep o anı getirdim gözümün önüne. Hatırlamaya çalıştım o kalabalığın içinde Yasin Hayal, Samast var mıydı diye. Belki vardı bilmiyorum. Bilseydim adamın gerçekten dediğini yapacağını, korkudan apışıp kalmaz o iğrenç kalabalıktakilerin tek tek fotoğrafını çekerdim. Ve Kerinçsiz'in hâlâ bir masum olduğuna inananların gözüne sokacak sağlam bir delil oluştururdum kendime!