Adli Tıp'ın merhum Turgut Özal ile ilgili yaptığı çalışmaların sonucunu bir an evvel, resmen kamuoyuyla paylaşması gerekiyor artık. Gerekiyor çünkü "Zehirlenerek mi öldürüldü, yoksa eceliyle mi?" sorusunun yanıtını gazetelerdeki gayriresmi haberlerden değil bizzat kurumdan öğrenmek istiyoruz.
Kurumun başkanı raporun henüz hazır olmadığını, aralık ayı içinde savcılığa teslim edileceğini söylüyor. Söylüyor da bu arada söz konusu raporla ilgili habire medyaya bilgi sızıyor. Daha önce Bugün gazetesinin Özal'ın köpeklerin ve farelerin öldürülmesinde kullanılan 'Striknin Kreatin' maddesiyle zehirlendiği yönündeki iddialarını bizzat basının karşısına geçerek yalanlamıştı Başkan Haluk İnce ama geçtiğimiz hafta sonu Zaman gazetesinin haberini yalanlamadı. Yalanlamadığı için Zaman'ın "Özal'ın naaşında yapılan incelemede dışarıdan verildiği kesin olan dört zehirli madde tespit edilmiş" yönündeki iddialarının doğru olduğunu kabul etmek durumundayız. Tabii böyleyse korkunç bir tabloyla karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz.
Dehşete düşmemek mümkün değil ama benim dün görüştüğüm adli tıp uzmanı, söz konusu iddialarla ilgili kafamı fena halde karıştıran şeyler söyledi. Diyor ki; "Bahsi geçen maddeler tespit edilmiş olabilir ama bu maddelerin doğrudan vücuda verildiği yönündeki iddia abartılı olmuş. Çevresel faktörler çok önemlidir. Söz konusu maddeler topraktan ya da sudan geçmiş olabilir rahmetlinin naaşına. Kaldı ki mezarı açıldığında suyun içinde yüzdüğü tespit edilmiş. Suyun muhteviyatını bilmiyoruz. Belki de o maddeler suyun taşıdığı maddelerdir. Bir de demişler ki haberde 'önce radyoaktif maddelerle yorulmuş vücudu, sonra da böcek ilacı ile ani ölümü sağlanmış!' Tamamen kendi yorumlarını yapmışlar. Çünkü daha ortada rapor bile yokken Adli Tıp Kurumu böyle bir bilgi vermez. Ayrıca 'DDT yani böcek ilacı ile öldürülmüş' diyorlar. Diyelim öyle. Öyle de koskoca Cumhurbaşkanı böcek ilacı ile zehirlenmiş; hadi ailesi anlamamış. Peki kaldırıldığı hastanedeki hekimler de mi anlamamış? DDT öyle basit bir ilaç değil ki! Berbat bir kokusu vardır ve bir kişi DDT ile öldürüldü ise kokusundan bile anlaşılır o maddeyle öldürüldüğü!"
Hülasa... Her kafadan bir ses çıkıyor. Dedim ya yazının en başında Adli Tıp Kurumu sonucun ne olduğunu bir an evvel açıklasa da öğrensek gerçeği. İnanın ben de çok merak ediyorum bundan sonraki süreci. Eğer her şey Zaman'ın yazdığı gibiyse derhal soruşturma açılmalı. Değilse Adli Tıp'tan bu yalan yanlış haberleri sızdıranların boynu koparılmalı!
Ha bu arada dün görüştüğüm uzman laf arasında ilginç bir ayrıntıyı da aktardı. Muhteviyatını bilmiyorum ama merhumun kefeninde de zehirli bir madde tespit edilmiş! Hem de kuvvetli bir zehir. Sormak lazım Özal zehirlendi iddiasını gündemde tutmaya çalışanlara:
"Acaba o zehir merhumun vücudundan mı sızdı kefenine, yoksa çevreden mi bulaştı?"