Pazar günkü yazımda aynı adla anılsalar bile Türkiye'deki Alevilerle, Arap Alevisi olarak bilinen Nusayrilerin inanç bakımından aynı olmadığını, incelendiğinde Nusayrilerin çok farklı ritüellere sahip olduklarını yazmıştım. Referans olarak da Habertürk Yazarı Murat Bardakçı'nın yazısını göstermiştim. Amacım onları kırmak, yermek filan değildi. Katiyen böyle bir duyguyla yazmadım o satırları. Sadece Hüseyin Çelik'in bağ kurmaya çalıştığı Nusayrilerle, Türkiye'deki Alevilerin farklı olduğunu anlatmaya çalıştım. Niyetim kötü değildi ama sonuçta yazdıklarıma alınan ve kırılan Nusayri kardeşlerim ve dostlarım olmuş. Çocukluğunda yaz aylarını genellikle Adana'da ve çevresinde geçiren, bu sebeple de Nusayrilerle epeyce bir vakit geçiren, onların mert, cesur ve harbi taraflarını çok iyi bilen, birebir yakından şahit olan bir insan olarak çok üzgünüm. Türkiye'deki Alevilerle farklarına dikkat çektiğim o satırlardan dolayı bütün Nusayri kardeşlerimden çok özür diliyorum. Haklısınız bu farkı koymanın hiçbir manası yoktu o yazıya. Affedin beni...