Basılmamış bir kitap üzerinden yürüyen tartışmada birçoğunuz gibi benim de kafam allak bullak!
Ben de çoğunuz gibi günlerdir sorup duruyorum kendi kendime: "Polis ve savcılık neden bu kitabın kopyalarının peşinde?"
Kimine göre kitabın peşine düşülmesinin sebebi şu: "İçeriğinde Gülen'e bağlı cemaatin devlette nasıl yapılandığı anlatılıyor. Cemaati itibarsızlaştıracak bu bilgi ve belgelerin kamuoyuyla paylaşılmasını önlemek için yine cemaate gönül vermiş polislerce kitap kopyaları ile birlikte tamamen yok edilmeye çalışılıyor!"
Kimse kusura bakmasın ama haberleşme teknolojisinin bu kadar geliştiği bir çağda bu teze inanmak mümkün değil.
Çünkü polis o niyetle kalkışsa bile böyle bir operasyonla eni sonu o kitabın basılmasını ve yayınlanmasını engelleyemeyeceğini biliyor!
Ne kadar doğrudur bilemiyoruz ama daha şimdiden bir internet sitesi Ahmet Şık'ın "İmamın Ordusu" adını verdiği kitabı 11 Nisan'dan itibaren yayınlayacağını duyurdu bile.
Peki hal böyleyken polis neden bu kitabın peşinde?
Bugün gazetesi birkaç gün evvel ilginç bir habere imza attı.
Gazete haberinde, taslakta yer alan notlardan hareket ederek kitabın Ergenekoncular tarafından Ahmet Şık'a yazdırıldığını falan iddia etti.
"Polis kitabın kopyalarının peşinde değil, diğer editörlerin peşinde" manasına gelecek bir argüman koydu ortaya.
Yayınladıkları söz konusu notlara baktım. Gerçekten enteresan.
"Oraya onu yazma! Öyle yazarsan asıl amaçtan sapmış olursun! Böyle yazmalısın" falan türünden tutulmuş garip garip notlar.
Ahmet savcılık soruşturmasında, "O notları ben yazdım!" şeklinde bir ifadede bulunmuş.
Çok düşündüm üzerinde, "Olabilir mi?" diye.
Ama tam cevabını bulamadım!
Çünkü bir tarz meselesi bu!
Bir yazar olarak, gazeteci olarak benim böyle bir tarzım yani kendi kendime hatırlatma, dikte etme, düzeltmek için not düşme ya da yönlendirme gibi bir yöntemim yok ama ya Ahmet Şık'ın varsa?
Bilemiyoruz ki!
Bu arada hazır yeri gelmişken cemaate yakınlığı ile bilinen Zaman Gazetesi'nin Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı'ya bir çağrıda bulunmak istiyorum.
Ben olsam onun yerinde, ne yapardım biliyor musunuz?
Söz konusu kitabın cemaati rahatsız ettiği yönündeki tüm spekülasyonların önünü kesmek için o kitabı dizi yapar ve kendi gazetemde olduğu gibi yani noktasına virgülüne dokunmadan yayınlardım!
Tabii bunu yaparken kitabın yazarı Ahmet Şık'ın telif hakkını ödemeyi de ihmal etmezdim!