Şükür! CHP'liler sonunda kedi olalı bir fare tutmayı başardı! Adeta kangrene dönüşen şu askerlik meselesine kararlılıkla el atarak bence şahane, çok güzel bir iş yaptılar!
Siz de biliyorsunuz ki, bu köşede zorunlu askerlik meselesi ile ilgili onlarca yazı kaleme aldım. Ve her yazımda bir an evvel yeni düzenlemeler yapılması konusunda yetkililere çağrıda bulundum.
Çürümüş, kokuşmuş bu sistemin revize edilmesi ve bu ülkenin her evinde gereksiz bir sıkıntıya sebep olan zorunlu askerliğin zorunlu olmaktan çıkartılarak ivedilikle profesyonelliğe dönüştürülmesi gerektiğini vurguladım.
Söz konusu yazılarımdan dolayı, hayata her daim militarist pencereden bakan ve TSK'yı bu ülkenin iktidarlarına alternatif yönetim olarak görenler dışında toplumun hemen hemen her kesiminden destek aldım.
Salt bu destek mesajlarından hareketle bile CHP'nin seçime çok az bir zaman kala toplumda yüzde yüz karşılık bulacak çok doğru bir iş yaptığını söyleyebilirim.
Kafamı karıştıran, şüpheyle yaklaştığım bazı noktaları olsa bile meselenin çözümünde ilk adım olarak bedelli kanun teklifini Meclis'e sunmuş olmalarını da çok önemsiyorum.
Adım gibi eminim ki, şu an Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan ve 1 Ocak 1983'ten önce doğan bütün asker kaçaklarının evlerinde CHP'nin bu teklifi dolayısıyla bayram havası esiyordur.
Aranızda, "İlla bişi bulacak, illa bir kulp takacaksın Sevilay! Söyle bakalım. Projenin neresi kafanı karıştırıyor?" diye soracaklar olacağını tahmin ettiğimden takıldığım o noktayı da açmak istiyorum.
Biliyorsunuz ki, fırsat eşitliği ilkesinden hareketle teklifte, yıllık geliri 12 bin TL'den az veya hiç geliri olmayanların herhangi bir bedel ödememesi öneriliyor.
Yoksul insanlarımızın da bir kereliğine bile olsa bu projeden faydalanmalarının önünü açan bu teklif ilk bakışta çok cazip geliyor insana.
Ama bir o kadar da sakıncalı!
Çünkü suiistimale çok açık.
Türkiye'de kimin ne kadar geliri var, kimin yok, doğru bir biçimde tespit etmenin ne kadar güç olduğunu siz de en az benim kadar biliyorsunuz.
Kayıt dışı gelirleri olduğu halde kendisini gelirsiz ya da az gelirli göstererek bedelliden bedelsiz faydalanmaya kalkacak uyanıkların sayısını ben daha şimdiden tahmin edebiliyorum.
Ne demek istediğimi daha iyi anlamanız açısından sizlere yeşil kart projesi örneğini hatırlatmak isterim.
Bundan birkaç yıl evvel Maliye Bakanlığı'nın denetimlerinde ortaya çıkmıştı ki 220 bin kişi sahte belge ve bilgilerle kart sahibi olmuştu. Yeşil kart alanlar arasında milyon doları olanlar, şirket ortakları, gayrimenkul zenginleri bulununca Bakanlık o işi çok daha sıkı tutmuş ve gerçek yoksul vatandaş bile bu yüzden zaman zaman mağdur edilmişti.
Aynı durumun CHP'nin bedelsiz teklifinde de olmasından çekince duyuyorum.
Türkiye'de çoğu işverenin yüksek sigorta primlerinden kaçmak için çalışanının bordrosunu eksik gösterdiği, vergi ödemek istemeyen uyanıkların parasını yastık altında sakladığı göz önüne getirildiğinde sahtekârlığı düstur edinmiş yurttaşlar tarafından bu teklifin nasıl suiistimal edileceğini tahmin etmek zor değil.
Bilmiyorum, acaba projenin mimarı olduğu öne sürülen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun altını önemle çizdiğim bu konuda düşündüğü köklü bir çözüm önerisi var mı?
