Hatırlarsanız, Kemal Kılıçdaroğlu'nun Önder Sav ve ekibini tart ettikten sonraki süreçte kaleme aldığım bir yazıda CHP'nin gerçek anlamda yenilenmesi için muhakkak kurultaya gitmesi gerektiğini belirtmiştim.
Çünkü Kılıçdaroğlu'nun eski SHP ruhuna döndürmek istediği partisini Önder Sav'ın güdümünde oluşturulan bu kadroyla inşa etmesinin imkânsız olduğunu biliyordum. Nitekim ben haklı çıktım!
Evet nihayet Kılıçdaroğlu kurultay kararı aldı. Çünkü Sav ve ekibi önümüzdeki ay yapılacak parti meclisi toplantısında çok sinsi bir planı hayata geçirmenin peşinde.
Parti tüzüğüne göre parti meclisinin genel başkanı görevden alma yetkisi yok.
Ancak 80 kişiden oluşan PM'nin, 55 kişinin imzasıyla MYK'daki herhangi bir genel başkan yardımcısını alaşağı edebilme hakkı var!
Hep dedim... Bir kez daha diyeyim...
Benim bildiğim Önder Sav, öyle "Kaderime razıyım" falan deyip kenara çekilecek adam değildir!
Nitekim CHP kulislerindeki söylentilere göre Önder Ağabey, Kılıçdaroğlu ve ekibinden alacağı "intikamın" hazırlıklarını tamamlamış daha şimdiden.
Hazır adamdan nefret ediyor. Eee yaşadığı bütün olumsuzlukların müsebbibi olarak da onu görüyor. Niye elindeki bu fırsatı kullanmasın?
Niye Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin hakkında güvensizlik önergesi verdirtmesin adamlarına? Ayrıca zaten asıl maksat çarşıyı karıştırmak değil mi?
Karışsın o zaman anasını satayım...
Biliyorum neresinden bakarsanız bakın olay rezalet! Ama bunların zihniyeti bu!
"Benim olmadığım yerde huzur olamaz kardeşim" zihniyeti!
Neyse ki Kılıçdaroğlu önlemini alıyor.
11 Aralık'ta seçimli bir kurultay yapacağını deklare edecek bu hafta içi kamuoyuna. Anlayacağınız Sav ve ekibi çok fena çuvallayacak bu defa.
Önümüzdeki parti meclisi toplantısı bir anlamda "veda toplantısı"na dönüşecek. Bu arada Kılıçdaroğlu ısrarla, "Bu kurultayda, ben de güven tazelemek istiyorum!" diyor.
Ancak kurmayları, "Buna hiç gerek yok!" diyerek karşı çıkıyor.
Haklılar da...
Çünkü ona güven tazeleyecek kurultay delegelerinin yine yüzde 80'inden fazlasının Önder Ağabey'in seçtirdiği delegeler olduğunu unutmamak lazım.
Yani bence "Donkişotluk" yapmamak ve şu güven tazeleme işini mümkünse hazirandaki genel seçime ertelemek lazım.
Çünkü zaten mühim olan ahbap-çavuş ilişkileri sonucu seçilmiş o kurultay delegelerinin ne diyeceği değildir.
Mühim olan, halkın ne diyeceğidir!
