Prof. Dr. Abamüslüm Güven. 2006'da göreve atandıktan sonra yaptığı işler dillere destan olan Kars-Kafkas Üniversitesi rektörü.
Dersiniz siz şimdi; "Peki ne yapmış da bu muhterem dillere destan olmuş?"
Kısaca sayayım efendim...
Mesela, görevi devraldığında 8 bin 300 olan öğrenci sayısını 4 yılda 13.500'e çıkarmış.
Mesela, üniversitenin tam kapasite ile hizmet vermesi, büyük üniversiteler arasında anılabilmesi için yepyeni 18 bölüm daha açılmasını sağlamış.
Mesela, 2006'da temelini Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün attığı Tıp Fakültesi'ni 2 yılda tamamlamış ve bugün açılışa hazır hale getirmiş.
Mesela, kentin işadamlarından topladığı 2 milyon dolar bağışla 2 kız yurdu inşa ettirmiş ve 150 yataklı hastanenin iç donanımını yenilemiş.
Mesela birçok rektörün yapmadığını yapıp üniversitenin kapısını halka açmış.
Ve halkın üniversitedekilerle temasını sağlamış.
Kenttekiler bu adamı seviyor.
Öğrencisi seviyor.
Ve öğretim üyeleri seviyor.
Ondan olsa gerek, geçtiğimiz günlerde yapılan rektörlük seçiminde Abamüslüm 168 geçerli oyun 71'ini alarak birinci sıraya oturmuş.
Ancak YÖK, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün onayına sunduğu listede Abamüslüm'ü 3. sıraya, ondan sonra ancak 44 oy alarak 2. sıraya yerleşen Sami Özcan'ı ise 1. sıraya koymuş.
Niye?
Çünkü adından da anlaşılacağı üzere Abamüslüm aslında Ardahanlı bir Alevi!
Yazmazdım belki de bu konuyu...
Ama Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Londra yolunda tarafsızlığını ve herkesi kucaklayan anlayışını anlatmak için, "Bunu söylemek hoş değil ama Alevi rektör bile atadım!" dedi ya!
Aklıma geldi işte!
Hatırlatmak ve tabii ki sormak istedim kendisine...
"Sayın Cumhurbaşkanım. Son derece başarılı işlere imza attığı bilinen, kentteki herkes tarafından sevilen ve sayılan Alevi kökenli Prof. Dr. Abamüslüm Güven'i de Londra dönüşü atayacak mısınız yeniden rektörlüğe?" diye...
Şimdi benim bu yazım üzerine bazıları da çıkıp, "Ama bu adamı Ahmet Necdet Sezer de 4. sıradan alıp atamıştı" falan diyecektir.
Doğrudur.
Ve yüzde yüz de haklıdırlar.
Ancak ben olsaydım Cumhurbaşkanı Gül'ün yerinde, bunları diyenlere kesinlikle aldırış etmezdim.
Aksine, Sezer'in görevi boyunca yaptığı o antidemokratik ve ilkel hataların aynısını yapmaz, bugünün demokrat ve özgürlükçü bir devlet adamı olarak bambaşka bir çığır açardım Türkiye'de!
Ayrıca, "Cumhurbaşkanı rektör seçiminde kişinin başarısını falan göz önüne almaz. Seçimini sadece kişinin dindar olup olmamasına bakarak yapar. Ayrıca Alevileri gerçek manada sevdiği, kucakladığı falan da yok! Bu konuda takiye yapıyor" diyenlere de inat...
Abamüslüm'ü yeniden rektör yapardım.
Böylece sadece Sezer ve onun gibi anlayışta olanlara değil, bütün Türkiye'ye ve hatta Abamüslüm'ün kendisine bile ders olacak mahiyette şu mesajı verirdim:
"Önyargıları bir kenara bırakalım. Ve gelin daha çağdaş, daha demokratik ve daha özgürlükçü bir Türkiye için lütfen birbirimizi sıkıca kucaklayalım."