Biliyorsunuz taktım ben bu, İstanbul'u 2010'da Avrupa Kültür Başkenti olmaya hazırlayan ajansa... Aylardır yazıyorum...
Aylardır eleştiriyorum... Ajans yönetiminden bir vatandaş beni arayıp, "Yanlışsın ya da doğrusun" demiyor.
Buna karşın ajans çatısı altında yazılan senaryolara, çevrilen filmlere dair kulisler birer birer akıtılmaya devam ediyor posta kutuma...
İşte bunlardan biri daha:
Geçtiğimiz haftalarda ajans yönetimi, "İletişim ihaleleri" başlığı altında bir dizi ihale gerçekleştirmişti. İddiaya göre bu ihalelere iştirak edenler arasında bizim meslektaşlarımız da varmış. Eğer doğruysa, bu meslektaşlarımız, milyonlarca liralık ihalelere girip, ajans bütçesinden büyük paralar kazanıyormuş.
İhale ile ilgili detayları, belgeleri ele geçirdikten sonra aktaracağım sizlere ama hazır yeri gelmişken yıllardır Babı-ı Ali'de tartışılan ve bir türlü sonlandırılamayan, şu, "Bir gazetecinin ticaret yapması etik mi, değil mi?" polemiğine kendi cephemden bir pencere açacağım...
Ben diyorum ki; "Eğer bir gazeteci işsizse, kalem oynatacak bir mevzisi yoksa o gazeteci elbette ki ticaret yapabilir. Nihayetinde aç gezecek değil ama bu ticareti yapanın kalemi halihazırda işliyorsa ve bu işleyen kalemin yazdıkları gündemi sallıyorsa, işte orada durmak lazım! Hele de bu kalem ya da kalemler, halkın cebinden alınarak kurulan bir sosyal sorumluluk projesinin bütçesine talip oluyorsa, o zaman durmak yetmez, yola deva edip hesabını sormak lazım!"
Haksız mıyım?