Hafta sonu Malatya'nın Yeşilyurt ilçesindeydik. Hem yedikçe insanın yiyesi gelen meşhur dalbastı kirazı için düzenlenen şenliklere katılmak, hem de eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Profesör Mesut Parlak'ın doğduğu ve büyüdüğü toprakların gelecek nesillerine hizmet etmek amacıyla yaptırdığı anaokulunu hizmete açmak için...
Güne AKP'li Belediye Başkanı Mehmet Kavuk'un İstanbul'dan gelen misafirleri başta olmak üzere evinin bahçesinde verdiği kahvaltıyla başladık. Genelde böyle olmazdı. Adı gibi yemyeşil olan bu ilçenin öyle güzel mesire alanları vardır ki, şenliği düzenleyenler çoğunlukla o alanlardan birinde verdiği hoş geldin kahvaltısı ile bizi ağırlardı. Ancak tüm dünyayı kasıp kavuran küresel kriz dolayısıyla kemerlerin sıkılmasını isteyen Başbakan, AKP'li belediyelerden bu yıla mahsus olmak üzere şenliklerini askıya almalarını isteyince bizim Yeşilyurtlular da yıllardan beri aksatmadan düzenledikleri şenliğe ara vermemek için tüm masraflarını ilçenin ileri gelenlerinin verdiği destekle karşılamış.
Desteğin en büyüğünü de ilçenin en seçkin ailelerinden olan Nalbant Ailesi'nden alan şenlik, önceki yılları aratmayacak bir organizasyonla düzenlenmişti. İstanbul'da yaşayan Nalbant Ailesi'nin hem tam kadro şenliğe iştiraki hem de maddi destekleri büyük alkış aldı Yeşilyurtlular tarafından. Öyle ki, şenlik kapsamında düzenlenen güreş müsabakasının bile sekteye uğramasını istemeyen aile, ağalık seçiminde de farklarını ortaya koydu. Zaten benim için organizasyonun en cezbedici yanı da, İstanbul'da yaşayan 50 yaşındaki tekstilci Meral Nalbant'ın, erkek sporu olarak bilinen güreşin ağalığı için parayı bastırıp unvanı kapması ve Yeşilyurt ilçesinde yaşattığı sevinç oldu.
Helal olsun Meral Ağa sana!