Bazıları nedense inanamıyor ama Türkiye ekonomisinde son on yılda yapılan reformlar Türkiye'yi ayrıcalıklı ülke haline getirdi. Ve bu ülkenin enerjik özel sektörü, coğrafi konumu ve genç nüfusu gelecek için umut veriyor. Yine son on yılda yapılan reformlar Türkiye'nin yüksek gelirli ülkeler arasına katılmasını sağlayacak kurumları oluşturdu. Hatta önümüzdeki üç yıl içinde Türkiye iç tasarruf oranını milli gelirin yüzde 18'ine yükselttiğinde yüksek gelirli ülkeler arasına katılabilecek.
Peki kim yapıyor Türkiye için bu değerlendirmeyi? Bu değerlendirmeyi IMF misyon şefi Ernesto Ramirez Rigo yapıyor. Ona göre Türkiye yılın ilk üç ayında faiz oranlarını başarılı bir uygulamayla geriletti. Ve kamu altyapı yatırımlarını artırdı. Fakat ABD Merkez Bankası'nın bono alım programını azaltacağını açıklamasının ardından diğer yükselen ülkelerle birlikte etkilendiğinden faizler çoğaldı. Ama yaşanan bu küresel türbülansa rağmen Rigo, Türkiye'nin bu yıl yüzde 4'e yakın bir büyüme oranını yakalayacağını ileri sürüyor. IMF Survey'de bu hafta sonunda röportajı yayınlanan Ramirez Rigo'nun önerileri şöyle: Türkiye'nin yüzde 4 düzeyinde sürekli büyümeyi tutturabilmesi için her yıl milli gelirinin yüzde 21'i oranında bir kaynağı yatırıma yöneltmesi gerekiyor. Bunun için "2013'te yüzde 14'e gerileyen iç tasarruf oranının yüzde 18 düzeyine çıkartılması yeterli olur" diyor. Ve orta vadeli program hedefleriyle bu seviyeye ulaşılabileceğini ileri sürüyor. Yine Rigo, Merkez Bankası'nın bazılarınca çok eleştirilen para politikası için bakın şunları söylüyor: Para politikasının farklı amaçları aynı anda yerine getirebilmesi için doğal olarak farklı araçlara ihtiyacı oluyor. Oynak küresel piyasa yapısında enflasyon hedefi olan yüzde 5 oranı tutmasa da bu para politikası çerçevesinin finansal istikrarın sağlanması ve bazı değişkenlerin olumsuz etkisini gidermede faydalı olduğunu ileri sürüyor.
Para politikası değerlendirmesinin ardından, emek piyasasının fonksiyonlarının çoğaltılması ve insan kaynağını değerli kılacak eğitim reformunun katma değeri yüksek ürünlerin elde edilmesinde anahtar değişkenler olduğunu görüşlerine ilave ediyor. Zaten bu konuda yani emek piyasası reformu ve eğitimde Türkiye'nin büyük adımlar attığını hemen söyleyebiliriz. Fatih projesiyle fakir çocuklarının bilgisayara ulaşarak fırsat eşitliğini elde etmeleri ve işgücünün kayıtlı sisteme geçmesinde, esnek çalışma koşullarında ilk adımlar atılmaya başlandı.
Anlayacağınız, son on yılda ekonomi büyümedi, hatta "ne yapıldı ki?" diyerek soranlara IMF Türkiye misyon şefi cevap veriyor. Ve "üç yıl sonra Türkiye yüksek gelirli ülkeler arasına girebilir, bunun altyapısı son on yılda hazırlandı" diyor. O halde kimse endişe etmesin Türkiye ekonomisi yükselen ülke kategorisinden çıkıp zengin ülke kategorisine giriyor. Bu gün yaşanan tartışmalar işte bu değişimin işareti oluyor aslında.