Yaşanan operasyonlar nedeniyle pazartesi günü hisse senedi fiyatları genel olarak yüzde 5.21 geriledi. Türk parası dolar ve euro karşısında değer kaybetti ve faizler bir miktar arttı. Tabii bu iç şoklara bakarak bazıları Türkiye ekonomisinin kırılgan olduğunu ileri sürüp ekonomide olumsuz gelişmeler bekliyorlar.
Ve Türkiye ekonomisinin bu şoklara dayanamayacağını ileri sürüyorlar.
Oysa bu ülke ekonomisi iç şokları ve çok daha sert dış şokları karşılayacak dirence sahip bulunuyor.
Gelelim Türkiye ekonomisinin niçin şoklara karşı dirençli olduğuna...
Hemen belirtelim, bir ekonomide kırılganlık, bankaların sermayelerinin yetersizliğinden, döviz kurundaki aşırı değerlenmeden ve merkez bankasının döviz rezervinin yetersizliğinden kaynaklanıyor.
Peki Türkiye ekonomisi, bu üç değişken ele alındığında kırılgan olabilir mi? Hemen cevaplayalım: Bu üç kırılganlık değişkeni açısından Türkiye ekonomisinin kırılgan olmadığı söyleyebiliriz. Çünkü bu ülkede banka sermayeleri yeterli düzeyde bulunuyor. Yine Türk parasındaki aşırı değerlenmenin artık olmadığını söyleyelim. Hatta hemen rakamlarla bu aşırı değerlenmenin nasıl ortadan kalktığını ele alalım. Mayıs 2013'te 120 düzeyinde olan tüketici fiyatları 2003 yılı bazlı reel efektif döviz kuru endeksi, kasım 2013'te 109'a geriledi. Dolayısıyla Türk parasındaki aşırı değerlenme ortadan kalktı. Böylece Türk parası ihracata rekabet gücü kazandırır hale geldi. Ve lirada kırılganlık kalmadı. Bu iki değişkenin ardından Merkez Bankası'nın döviz rezervlerine gelince... Mayıs 2013'te ABD Merkez Bankası Başkanı Bernanke'nin "para basmayı azaltacağız" açıklaması ve Gezi olaylarının ardından 15 milyar dolar azalan Merkez Bankası döviz rezervleri tekrar toparlanarak tüm zamanların rekorunu kırıp 135 milyar 640 milyon dolara ulaştı. Böylece Merkez Bankası'nın kırılganlığı anlamına gelen döviz rezervleri ve para arzı arasındaki oran azaldı. Gelelim Türkiye'nin kırılganlığını azaltan bir başka göstergeye... Dün Merkez Bankası uluslararası yatırım pozisyonunu açıkladı.
Buna göre Ekim 2013 itibariyle Türkiye'nin dış varlıkları 420 milyar dolar, dış yükümlülükleri ise 648 milyar dolar olarak belirtildi. Dış yükümlülüklerin 169.7 milyar doları Türkiye'de yapılan doğrudan yatırımlardan oluşuyor. Ve bu yatırımların kısa vadede ülkeyi terk etmesi mümkün değil. Bir de merkezi devletin kısa vadeli dış borcu olmadığından Türkiye'nin kısa vadeli döviz yükümlülüklerini karşılamasında bir sorun görünmüyor.
Bütün bu açıklamaların ardından ABD Merkez Bankası'nın varlık alımlarını azaltmasının yaratacağı etkiye gelince... Dolar basımının azalması ya da normalleşme Türkiye ekonomisi için bir dış şok yaratmayacak.
Tam aksine dolar basımının azalması spekülatif para akımlarını engelleyeceğinden bu ülkenin kaynakları dış ticarete konu olan mal üretimine yöneltecek. Anlayacağınız Türkiye ekonomisi her türlü iç ve dış şoka dayanıklı durumda. Sakın endişe etmeyin.