Berlin duvarının yıkılması ve Wall Street'in çöküşünün ardından dünyada gelir eşitsizliği çoğaldı. Columbia Üniversitesi'nden Branko Milanoviç'e göre 1988-2008 arasında Gini katsayısı küresel düzeyde yüzde 36 iken yüzde 38.5'e yükseldi. Bilindiği gibi Gini katsayısı sıfıra yaklaşıyorsa gelir dağılımında adalet artıyor, uzaklaşırsa adalet azalıyor. Wall Street krizlerinin ardından küresel nüfusun en zengin yüzde 8'i küresel gelirin yüzde 50'sini alıyor. En zengin yüzde 1 ise küresel gelirin yüzde 15'ini alıyor. Peki pastadan büyük payı alan küresel elitleri kimler oluşturuyor? Finans şirketleri ve şirket yöneticileri oluşturuyor.
Gelelim son yirmi yılda hangi ülkelerin kaza- nıp hangilerinin kaybettiğine... Eski sosyalist ülkeler, Doğu Avrupa ülkeleri, Afrika ülkeleri ve bazı Latin Amerika ülkeleri kaybediyor. Bunun yanında Çin, Hindistan, Endonezya, Brezilya'nın orta sınıfı küresel gelirden daha çok pay alıyor. Yine Milanoviç, Meksika, Şili, Türkiye, Macaristan ve Yunanistan'da gelir dağılımının bozulmadığını, tam aksine düzeldiğini ve reel gelirlerin arttığını söylüyor.
Peki niye anlattık bütün bunları? Şundan anlattık: İktisatçı Stiglitz "çocuk ailesini seçemiyor. Kimi zengin ailede, kimi fakir ailede doğuyor" diyor. "O halde başlangıçtaki bu eşitsizliği nasıl gidereceğiz?" sorusu akla geliyor hemen. Bu sorunun cevabı "devlet fakir ailede doğan çocuğa sahip çıkmalı ve ona fırsat eşitliği sağlamalı" oluyor. İşte son on bir yılda Başbakan Erdoğan fakir çocuğa sahip çıktı. Ve bütçe harcama tasarımını sağlık ve eğitimden yana değiştirerek askeri harcamaları azalttı. 2002'de toplam bütçe harcamalarının yüzde 8.3'ü askeri harcamalara ayrılırken sağlık ve eğitim harcama toplamının payı yüzde 7.3 düzeyindeydi. 2013 bütçesinde eğitim ve sağlığın payı yüzde 20.2'ye yükselirken askeri harcamaların payı yüzde 4.9'a geriledi.
Gelelim eğitim sağlık harcamalarının önemine... Eğitim ve sağlık harcamaları emeğin verimini artırdığı için yüksek ücret olanağı getiriyor. Böylece refah artıyor. O halde her çocuğa tablet bilgisayar verilmesi, refahı çoğaltmak için fakir çocukların fırsat eşitliğini sağlayacak ve rekabet gücünü artıracak bir uygulama oluyor. Ama bazıları buna karşı çıkıyor. Yüksek ve üst orta gelir gruplarının temsilcileri tablet bilgisayarın çocuğun öğrenme yetisini azalttığını ileri sürüyor. Fakat kendi çocuklarına tablet bilgisayar almaktan hiç çekinmiyorlar. O halde bu korku niye? Korkuyorlar çünkü ayrıcalıklar kalkıyor. Korkuyorlar çünkü kendi çocuklarıyla rekabet edebilecek yeni gençlerin mesleki alanlarına girmesinden hoşlanmıyorlar. Fakat engelleyemezler... Artık elit kesimin ayrıcalıklarını ortadan kaldıracak tablet bilgisayarlar fakir çocuklara dağıtılacak. Dolayısıyla bilgiye ulaşmayı kolaylaştıran tablet bilgisayar sınıf mücadelesinin bir aracı oluyor bu ülkede. Fırsat eşitliğini sağlayacak tablet bilgisayarları kocaman yalanlarla fakir çocukların elinden alamayacaklar artık.