Tarihin en dayanıklı kurumları üniversiteler oluyor. Niye söylüyoruz bunu? Çünkü California Üniversitesi eski başkanı Clark Kerr, en dayanıklı kurumların üniversiteler olduğunu belirtip, 1500'lü yıllarda kurulmuş hâlâ ayakta olan 85 kurumdan 70'inin üniversite olduğunu ileri sürüyor. Krallar, kraliçeler ortadan kalkıyor ancak bu 70 üniversite hâlâ aynı binalarda, aynı işleri yapan profesörler ve öğrencilerle ve aynı yönetim biçimleriyle devam ediyorlar. Avrupa'nın en eski üniversitelerinden birinin de İstanbul Üniversitesi olduğunu unutmayalım bu arada. Yine Avrupa'nın ayakta kalmış en eski kurumlarından olan Ortodoks Patrikhanesi'nin de İstanbul'da olduğunu hemen hatırlatalım.
Niye yaptık bu kısa açıklamayı? Başbakan Erdoğan, 1971'de sebepsiz kapatılan Heybeliada Ruhban Okulu'nu açmakta kararlı. Çünkü "Ruhban okulunu açmaktan korkmuyor musunuz?" sorusuna, Erdoğan şu cevabı verdi: "Ecdat korkmamış ben niye korkayım" dedi. Ve bir tabuyu daha yıktı.
Gelelim Ruhban Okulu'na... Bu okul din adamı yetiştirmek için 1844'te açılıyor. Ve Avrupa'nın en eski kurumlarından olan Patrikhane'ye eleman yetiştiriyor. Böylece Patrikhane'nin sürekliliği sağlanıyor. O halde Erdoğan doğru bir karar vererek bu okulu yeniden açmaya çalışıyor. Çünkü Avrupa'nın en eski kurumlarından birinin sürdürülebilirliğini sağlayıp İstanbul ve Türkiye ekonomisine büyük katkı yapacağını biliyor bu icraatın. Ve okulun kapalı durması hem Türkiye'de üniversite kavramını zedeliyor hem de Türkiye ekonomisini alternatif kazançtan yoksun bırakıyor. Niye bu tespiti yapıyoruz? Çünkü İstanbul'un en eski yüksek okullarından birinin kapalı olması üniversite kavramının özgürlükçü içeriğine ve çeşitliliğine uymuyor. Yine 127 yıl faaliyet gösterdikten sonra kapatılan bir yüksek okul Türkiye'ye küresel öğrenci akışını da engelleyen bir neden oluyor. Yüksek okul kapatan bir zihniyet kabul edilmiyor artık dünyada. Yine ülkeler yüksek öğretim hizmetinden kazanç elde ediyor günümüz dünyasında. Hemen hatırlatalım ABD'de yabancı öğrenci getirisi yılda 22 milyar doları, İngiltere'de 9 milyar doları buluyor. Yeri gelmişken ruhban okulu yanında bir okulu daha hatırlatalım. Aynı adada 1813'te Elen Ticaret Okulu açılıyor. Bu okul İstanbul'da açılan ilk ticaret ya da işletmecilik okulu oluyor. Bu okul da 1918'de kapanıyor. O halde kurumsal süreklilik için bu okul da açılmalı. Çünkü İstanbul'da 1883'te açılan ilk ticaret okulunun Sultanahmet Ticaret Lisesi ile Yüksek İktisat ve Ticaret Mektebi (Marmara Üniversitesi) olduğu ileri sürülüyor. Oysa çok dinli, farklı etnik kökenli Osmanlı'da diğer etnik grupların olmadığı bir eğitim tarihi yazmak doğru değil.
İşte Başbakan Erdoğan bu yanlışı düzeltiyor, 1964'te kapanan Gökçeada Rum İlkokulu'nu bugün öğretime açıp yeni bir adım atıyor. Türkiye'yi geçmişiyle barıştırıyor. Eğitimde kurumsal sürekliliği sağlıyor. Böylece sürdürülebilir kurumlarla ekonomiyi de sürdürülebilir hale getiriyor.