Dün Deutsche Bank, Çin için 2013 büyüme tahminini yüzde 8'e yükseltti. Bu değişiklik Çin'in ağustos ayı imalat sanayi endeksindeki artışa bakarak yapıldı. Çünkü Çin'de ağustos ayında imalat sanayi endeksi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10.4 oranında yükseldi. İmalat sanayinin yanı sıra perakende satışlar da yüzde 13.4 oranında artarak beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Bu da bize şunu gösteriyor, tüketici talebindeki artış yatırımları çoğaltarak genel ekonomiyi büyüme yönünde olumlu etkiliyor. Hemen hatırlatalım... Çin'de resmi büyüme hedefi yıl başında yüzde 7.5 olarak açıklanmıştı.
Peki niye Çin ekonomisindeki bu gelişmeyi anlattık? Anlattık çünkü aynı gelişme Türkiye'de görülüyor. Önceki gün açıklanan yüzde 4.4 oranındaki büyüme verileri, hanehalkı nihai tüketim harcamalarının 2013'ün nisan, mayıs, haziran aylarında sabit fiyatlarla yüzde 5.3 arttığını bize gösteriyor. Yine aynı dönemde devletin sabit fiyatlarla nihai tüketim harcamaları yüzde 7.4 çoğaldı. Şimdi bu talep artışı verilerini temmuz ayı imalat sanayi endeksiyle karşılaştırdığımızda toplam sanayi üretim endeksi yüzde 4.6 artmasına rağmen Türkiye'de imalat sanayi endeksi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6.2 çoğaldı. Yine sermaye malı üretim endeksi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8.9, ara malı üretimi yüzde 6.3 arttı.
Peki ne anlama geliyor sermaye malları üretimi? Talep artışıyla oluşan uyarılmış yatırımlar ya da üretim kapasitesini çoğaltan makinelerin imalatı anlamına geliyor. O halde Türkiye'de, Çin'de olduğu gibi tüketim artışıyla yatırımlar çoğalarak genel ekonomi büyüme yönünde olumlu etkileniyor. Gelelim Türkiye'nin büyüme hedefine… Bildiğiniz gibi büyüme hedefi bu yıl yüzde 4 olarak açıklandı. Fakat yılın ilk yarısında büyüme hızı bu hedefin altında kalarak yüzde 3.7 olarak gerçekleşti. Yılın ilk yarısında büyümeyi olumsuz etkileyen değişlerden bir tanesinin 10 milyar dolarlık altın ithalatı olduğunu belirtmekte fayda var.
Peki büyüme neden yılın ikinci yarısında artabilir?
Artabilir çünkü yükselen iç talep nedeniyle artan uyarılmış yatırımlar, rekabetçi döviz kuru nedeniyle artan ihracat aynı zamanda yükselen döviz kurunun ithal ikamesi yatırımlarına neden olacağını dikkate alırsak büyüme hızlanabilir. Yine Çin'deki büyüme tahmini beklendiği gibi gerçekleşirse, bu gelişme küresel ekonomiye ve Avrupa ekonomisine olumlu etki yapacağından Türkiye de bundan yararlanacaktır.
O halde, faiz lobisinin beklentileri olumsuza çevirip büyüme hızını düşürerek, hükümeti zor durumda bırakıp IMF'yi çağırma tuzaklarına rağmen Türkiye ekonomisi bu yıl yüzde 4 büyüme hedefini geçebilir.
"Faizler yükseldiğinden paranın maliyeti arttı talep ve yatırımlar yavaşlar" diyebilirsiniz. Fakat bu defa rekabetçi kur ve Çin büyümesi nedeniyle dış talep canlanacağından ihracat büyümeye ivme kazandırabilir. Anlayacağınız faiz lobisinin tuzaklarına rağmen ekonomi iyi gidiyor.