Önceki gün Habertürk TV'de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başörtüsü sorusu üzerine "İstanbul'da merdiven altı atölyelerde binlerce başörtülü kadın çalışıyor. Bu kadınların yüzde 90'ı sigortasız çalıştırılıyor. Onların sorunlarıyla ben ilgileniyorum" dedi. Oysa tam aksine başörtülü kadınların merdiven altı atölyelerde sigortasız çalıştırılmasının birinci dereceden sorumlusu Kemal Kılıçdaroğlu oluyor.
Peki niçin sigortasız işçi çalıştırılmasından Kılıçdaroğlu sorumlu oluyor? Çünkü yeni Ticaret Kanunu tam yürürlüğe gireceği sırada kamuoyunda bilgi kirliliği yaratılarak herkesin hapse gireceği korkusu yayıldı. Tabii bu korkuyu TOBB ve TÜSİAD yaydı.
Ve yine bu iki kuruluşun emriyle CHP yeni Ticaret Kanunu'nun şirketlere şeffaflık getiren maddelerini değiştirmek için ilk kanun teklifini veren parti oldu.
Neye dayanarak söylüyoruz bunu?
Şuna dayanarak söylüyoruz: CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak yeni Ticaret Kanunu'nda değişiklik yasa teklifini kendilerinin verdiğini 18 Haziran 2012 tarihli Dünya gazetesindeki röportajında övünerek söyledi.
Dolayısıyla kayıt dışı ekonomi CHP tarafından tasarlanıp teşvik edildi adeta. Hemen bir değişen madde örneği verelim: Şirketlere tescil zorunluluğu getiren madde yaptırımsız bırakıldı. 1926'dan beri var olan hapis cezaları yeni konmuş gibi gösterilip kaldırıldı.
Hatırlayacaksınız TOBB Başkanı "unvan levhası duvardan düşse hapse girecekti herkes" diyerek yapılan değişiklikleri güya haklı çıkarmaya çalıştı. İşte ticaret unvanı ve sicil numarasının önemsizleştirildiği bu süreçte her türlü kayıt dışı işlem yapmak kolaylaştı. Ve bunun sonucunda sahte unvan ya da tescilsiz merdiven altı faaliyetleri işçilerin sigortasız çalıştırılmasını kolay hale getirdi. Dolayısıyla Kılıçdaroğlu, yeni Ticaret Kanunu'ndaki şeffaflık ve kayıt dışını önleyen hükümlerin kaldırılmasından birinci derecede sorumlu olduğundan sigortasız işçi çalıştırılmasından aynı şekilde sorumludur. Şimdi hemen akla şu soru gelebilir: "CHP iktidar da değil ki?" Değil ama ilk değişiklik yasa teklifini vererek kayıt dışının yolunu açtı. CHP bu teklifi vermeseydi, belki de dört parti ortak tavır almayabilirdi.
Unutmadan belirtelim kendisi yeminli mali müşavir olan Kılıçdaroğlu ile kendisi gibi yeminli mali müşavir olan CHP ve AK Parti Grup Başkan Vekilleri bu yasa değişikliği sırasında Komisyondan geçen maddeyi Genel Kurul'da değiştirip 84 bin mali müşavirin denetim yetkilerini ellerinden alıp yeminli müşavirlere verdiler. Bu köşeden haksızlığı duyurmasaydık iş işten geçmişti. Şimdi yapılan tuhaf denetim maddesi değişikliklerinin biçimden biçime girmesiyle sermaye şirketleri denetlenemiyor. Dolayısıyla ortaklar şirketlerinin sigortalı işçi çalıştırıp çalıştırmadığını bile bilemiyorlar. Anlayacağınız merdiven altı şirketlerin hâlâ var olmasından ve sigortasız işçi çalıştırmasından birinci derecede Kılıçdaroğlu sorumludur.