Taksim Gezi Parkı'nda başlayan olayların bir ekonomik nedeni var. Ekonomiden bağımsız değil bu olaylar. Peki nedir yaşanan bu olayların ekonomik nedenleri? Hemen belirtelim Başbakan Erdoğan ve Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın karşı çıkmalarına rağmen, ısındığı ileri sürülen ekonomide toplam talebin bilinçli olarak sınırlandırılması son bir yılda büyüme hızını yüzde 8.8'den yüzde 2.2'ye geriletti. Tabii ekonomide risk azaltmak amacıyla yapılan soğutma ya da toplam talep düzenlenmesi beraberinde 16-24 yaş arası olarak tanımlanan genç işsizliği sekiz ayda tam 5 puan artırarak yüzde 20.4 düzeyine yükseltti.
Özellikle yüksek okul mezunu gençler arasında işsizlik çoğaldı. Kredi faizlerinin, küresel kredi faizlerinden reel olarak yüzde 10 yüksek olması gençlerin iş kurmasını engelleyen bir unsur olarak gözlerden uzak tutulmamalı. Kısaca Merkez Bankası'nın faizleri geriletmemesi ve küresel reel faizleri dikkate almaması hem dalgalı kur rejiminde döviz kurunun dalgalanmasını engelledi hem de ihracatta rekabet gücünü azalttı.
Gelelim diğer ekonomik soruna... Bu sorunu dün Ankara MÜSİAD Başkanı Ziya Kahraman dile getirdi. Basına yansıyan açıklamasında
Kahraman, çek kanununda yapılan değişikliğin Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın söylediği gibi olmadığını, çekte hapis cezasının kalktığını ama şeffaf kara listenin tam bir yıl sonra devreye girdiğini bu nedenle pek çok işletmenin mağdur olduğunu ileri sürdü. Çünkü çekte hapis cezasının kalkmasıyla çekle mal alanların pek çoğu malları başka bir kişinin üzerine geçirerek özellikle buzdolabı, çamaşır makinesi türü beyaz eşya satıcıları ve ev eşyası satanları büyük zarara uğrattı. Böylece küçük ve orta işletmeler ödenmeyen çekler ve geri alamadıkları malları nedeniyle büyük maddi kayıplara uğradılar. Tabii çekte hapis cezasının kalkması çekle yürüyen ticareti adeta yok etti. İşte bu nedenle MÜSİAD'lı Kahraman kanun tasarılarının TÜSİAD ve TOBB'a gittiğini kendilerine gelmediğini, yasal düzenlemelerde söz sahibi olamadıklarını söylüyor.
Yine Kahraman "AK Parti'nin ilk döneminde siyasi değişim fikri vardı. Bürokratlar bu değişime uymak zorunda kalıyorlardı. Ama şimdi AK Parti kendi bürokratlarını atayınca bürokrasi siyaseti kendine benzetti. Şimdi bürokratlar bize zulmediyor" diyerek küçük işletmelerin sorunlarını dile getiriyor. Ve Ankara OSTİM ve Siteler'de pek çok işletmenin kapanma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu ileri sürüyor. Anlayacağınız, Başbakan Erdoğan ve Bakan Çağlayan'ın bütün ısrarına rağmen zamanında düşürülmeyen faizler, Babacan ve Çağlayan arasında çıkan kavgaya rağmen ısındı gerekçesiyle haddinden fazla soğutulan ekonomi, Taksim olaylarının önemli ekonomik nedenlerini oluşturuyor.
Yine ekonomi yönetiminin yoğun oy aldığı küçük işletmelerin sesine kulak vermemesi, TÜSİAD ve TOBB yönetimleriyle iş birliği yapması olayları tetikliyor. Ekonomide bütün göstergeler iyi olsa bile beklentiler bozulursa işler kötüye gidebilir.
İşte bu nedenle ekonomi yönetiminin küçük işletmelere ve gençlere kulak vermesi gerekiyor. Aslında TÜSİAD ve TOBB borcunu devlete yüklemek isteyenlerin çoğunluk olduğu örgütler. Bunlardan uzak durmakta fayda var.