Türkiye'nin son aylarda artan altın ihracatı ciddi tartışma konusu haline geldi. Altın ihracatının bu yılın ilk yedi ayında 8.8 milyar dolara ulaşması nedense bazılarını telaşlandırdı. Bu arada İran'a altın ihraç ediliyor olması sorgulanmaya başlandı.
Peki Türkiye'de altın ihracatında ve ithalatında bir sınırlama var mı? Hayır yok. Türk kambiyo rejimine göre altın ithalatı ve ihracatı serbest.
İsteyen istediği kadar altın ithal ve ihraç edebilir. Ayrıca dünyada da serbest kambiyo rejimi uygulayan ülkelerin hiçbiri altın ihracına ve ithaline bir sınırlama getirmiyor.
O halde sorun ne? Sorun şu... Batı ekonomisi krizdeyken Türkiye'nin ihracatını artırması birilerini fena halde üzüyor. Hükümetin ihracatta sağladığı başarıyı küçümsemek amacıyla kuşkular yaratmaya çalışıyorlar.
Altın dahil hükümeti her noktadan vurmaya çabalıyorlar. Çünkü bazıları Türkiye ekonomisinin 2012'de ihracat yapamayacağını ve böylece döviz problemi yaşayacağını ileri sürmüştü. Hatta doların Türk parasından fiyatının bu nedenle 2.5 liraya çıkacağını iddia edip pek çok amatör yatırımcıya yüksek fiyattan döviz de aldırmışlardı. Bu olumsuz beklenti tutmayınca, şimdi altın ihracatının çoğalmasını bir sorun olarak göstermeye çalışıyorlar.
Gelelim altın ihracatında sorun olup olmadığına... Türkiye son on yılda 40.3 milyar dolar tutarında altın ve kıymetli taş ithal etti. Aynı dönemde altın ve kıymetli taş ihracatı 27.1 milyar dolara ulaştı. Bu verilere göre Türkiye son on yılda 13.2 milyar dolarlık altını ülkede depo etti.
Peki bu altını depo etmek iyi bir yöntem miydi? Hayır değildi. Çünkü son on yılda 13.2 milyar dolarlık altını depo edeceğimize ihraç etseydik ya da o miktar parayı döviz kazandırıcı faaliyetlere yatırsaydık çok daha kazançlı çıkardık.
Kısacası daha çok altın ihraç etmemiz gerekirken altını sadece takı ya da emniyet amacıyla yastık altında stoklamamızın bize hiçbir faydası yok. Çünkü kıymetli madenleri biriktirmek 16'ncı yüzyılda İspanyol merkantilizminin amacıydı.
Onlara göre, "memlekete mümkün olduğu kadar altın ithal etmek, ihracını yasaklamak ve altın stokunu artırmak" iyi bir iktisat politikasının aracıydı. Ama sonunda altın bolluğunun yarattığı enflasyon ihracatı imkânsız hale getirdi ve bu arada bütün kontrollere rağmen altın kaçakçılığının artması altın stokunu azalttı. Böylece İspanyol ekonomisi battı.
Anlayacağınız altın biriktirmek iyi bir iktisat politikası değil. Belirsizliklere karşı altın yerine sigorta yaptırmak daha akılcı. Çünkü altına bağlanan paranın getirisiyle zaten sigorta poliçe bedelleri kolayca ödenebilir.
Bugün Türkiye'de yastık altında en az beş bin ton altın olduğu ileri sürülüyor. Bu miktar altının 280 milyar dolara denk geldiğini ve bunun yastık altında ekonomiye kazandırılmadan beklemesi büyük bir kayıp.
Gelelim son yedi ayda yapılan altın ihracatına... Türkiye ocak-temmuz döneminde 8.8 milyar dolar tutarında altın ihraç etti. Aynı dönemde altın ithalatı 6.1 milyar dolara ulaştı.
Dolayısıyla rakamlar bir ürünü ithal edip satabilen bir ülke olduğumuzu bize gösteriyor.
Ayrıca altın ithal ve ihracı özel sektör tarafından yapıldığı için devletin altın stokuyla bir ilgisi yok. Dolayısıyla altınla ilgili yapılan işlemlerde kuşku yaratmanın hiç bir dayanağı yok.
Türkiye'den İran'a yapılan yasal altın ihracını sorun yapanlar, İran'ın nükleer çalışmasını ve silah alımlarını yasadışı yollarla finanse eden ve sonunda ABD'liler tarafından yakalanan İngiliz bankalarının dosyaları üzerinde dursalar daha faydalı olurlar. Ama onların derdi başka. Onlar, ekonomik başarıyı başarısızlığa çevirmek için utanmazca her yolu deniyorlar.