Türkiye ekonomisinin çok ısındığını, sert bir iniş yapacağını ileri sürenler, aksine ekonomi soğuyup da yumuşak iniş yapınca, ekonomi yönetimini tebrik edeceklerine bu defa ekonominin hız kaybettiğini ileri sürüp eleştiriye başladılar.
"Cari açık patlayacak, bu iş böyle gitmez" diyenlere cevap, dün Merkez Bankası'ndan geldi. İlk yedi aylık verilere göre cari açık, geçen yıl 50.1 milyar dolar düzeyindeyken bu yıl 34.4 milyar dolara geriledi. Böylece geçen yıl temmuzda 74.7 milyar dolar olan yıllıklandırılmış cari açık, bu yıl temmuzda 61.4 milyar dolar oldu.
Yine aynı dönemde ihracat 81.4 milyar dolardan 92.6 milyar dolara yükselirken, ithalat 135.8 milyar dolardan 133.5 milyar dolara geriledi. Böylece dış ticaret açığı 54.4 milyar dolardan 40.8 milyar dolara düştü. "Türkiye ihracat yapamayacak, döviz bulamayacak" diyenlerin endişeleri de böylece giderilmiş oldu.
Peki "Türkiye ekonomisi çok ısındı, sert iniş yapacak, cari açık çoğalacak" diyenler ve insanları panikletmeye çalışanlar kimlerdi? Bunların bir kısmı faiz lobisinin adamlarıydı, bir kısmı da lobinin parayla ayarladığı kredi derecelendirme kuruluşlarıydı.
Nitekim notçuların para alıp sahte not verdiklerini gösteren belgeler Avrupa'da yakalandı. Hatırlayacaksınız... 14 Temmuz 2012 tarihli The Guardian gazetesi, Moody's'in nasıl ısmarlama derecelendirme yaptığını açıkladı. Morgan Stanley, pazarladığı konut kredilerine dayalı menkul kıymetleri olduğundan daha iyi derecelendirmesi için Moody's'e ısmarlama rapor düzenletmişti. Ve bu belgeler mahkemenin eline geçmişti.
Halkın notçu dediği bu kredi derecelendirme kuruluşlarından Türkiye de çok çekti. S&P isimli notçu kuruluş, 1 Mayıs 2012'de Türkiye'nin BB pozitif olan not görünümünü pozitiften durağana çevirdi. Gerekçe olarak, azalan dış taleple birlikte eğer Yunanistan AB'den çıkarsa yaşanacak dalgalanmada Türkiye'nin olumsuz etkilenecek olmasını gösterdi. Ama ne gariptir, bu notçu kuruluş aynı anda Yunanistan'ın notunu artırdı.
Bu mantık tutarsızlığı, S&P'nin nasıl faiz lobisinin etkisiyle Türkiye'nin notunu arttıracağı yerde azalttığını da bize göstermişti.
Şimdi son verileri ele alırsak notçunun ileri sürdüğünün aksine Türkiye, Avrupa dışındaki ülkelere ihracatını çoğaltıp geçen yıla göre bu yıl ilk yedi ayda toplam ihracatını yüzde 13.7 artırdı. Ve Türkiye'nin cari açığı aynı dönemde yüzde 31.3 azaldı.
Böylece faiz lobisi elemanlarının ve notçuların olumsuz beklentilerinin yerine olumlu bir tablo ortaya çıktı.
Hatta bu yılın ilk yedi ayında da bankalar, kârlarını yüzde 12.1 artırarak 13.4 milyar lira kâr elde etti. Bu durumda faiz lobisinin elemanları komisyonlarını hak etti. Ama bir sorun var: Türkiye'nin notu ne olacak?
Lobicilerin söylediğinin tam aksine işler olumlu gitti, ekonomide ısınma ve kırılganlık azaldı. O halde Türkiye'nin notu artırılmalı. Ve yatırım yapılamaz seviyeden yatırım yapılabilir seviyeye çıkartılmalı. Fakat lobinin elemanlarından bu konuda hiç ses yok.
İşte şimdi iyice anlaşılıyor ki aslında sorun ekonomide değil, sorun hükümetin kimliğinde. Esas amaç ne olursa olsun AK Parti'nin iktidardan indirilmesi.
Artık bu notçulara şunu ısrarla sormak gerekiyor. "Siz ileri sürdüğünüz gibi bağımsız bir kuruluş musunuz yoksa faiz lobisinin emrinde siyasi hedeflere alet olan bir soygun aracı mısınız?"
Türkiye'nin notunu, ileri sürdüğünüz riskler ortadan kalktığı halde hak ettiği yatırım yapılabilir seviyeye getirmediğiniz sürece kasıtlı olduğunuz açıkça ortaya çıkıyor.
Sahi siz kimsiniz? Bu sorunun cevabını vermeniz gerekiyor. Cevap alınıncaya dek size bu soru sorulmaya devam edecek. Çünkü bu kez fena yakalandınız.