Dün gazetelerin köşe yazarlarıyla bir toplantı yapan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Avrupa ekonomisini yakından izlediklerini belirterek risklere karşı Türkiye ekonomisinin dayanıklı olduğunu söyledi. Yunan Komünist Partisi lideri Aleka Paparigas'ın, "Türk bankalarında 40 milyar euroluk İspanya tahvili bulunuyor. İspanya nedeniyle Türkiye büyük risk altında" iddiasına da cevap verdi. Babacan, Türk bankalarında iddia edildiği gibi İspanya tahvili olmadığını, bu nedenle risk olmadığını açıkladı.
Ali Babacan, önümüzdeki bir yıl içinde Türkiye ekonomisi için önemli olan yapısal reform yasalarını hayata geçireceklerini ileri sürdü. Çünkü 2013'ün ikinci yarısından itibaren yerel seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin reform sürecini doğal olarak yavaşlatacağını belirtti.
Peki bu bir yıllık süreçte neler yapılacak? Bireysel emeklilikte devlet katkısına geçilecek, sigortacılık sektörünün desteklenmesine yönelik düzenlemeler yapılacak. Doğal afet sigortası kapsamı genişletilecek, bundan böyle doğal afet sigortası olmayan konutlara doğalgaz ve elektrik bağlanmayacak. Bu önlemler hane halkı ve şirket tasarruflarını çoğaltacak. Bu yasaların bir kısmı parlamentodan geçti.
Yine yurt içi tasarrufları artırmak için finansal okuryazarlık geliştirilecek, yeni Ticaret Kanunu yürürlüğe girecek. İşte burada durmak gerekiyor çünkü Türkiye ekonomisi için en büyük yapısal reform olan ve geçen yıl TBMM'de kabul edilen YTK bugünlerde hukuk dünyasında bir ilki yaşıyor ve sermayedarların baskısıyla bu kanun henüz yürürlüğe girmeden 60'a yakın maddesi değiştirilerek çok temel bir değişikliğe uğruyor. Sahiplerince şirketlerin içinin boşaltılmasını önleyen maddeden tutun da şirketleri tüketiciye karşı şeffaflaştıracak maddelere varıncaya kadar pek çok temel maddede değişikliğe gidildiği söyleniyor. Eğer bu değişiklikler TBMM'den geçerse Türkiye ekonomisinde büyük yapısal dönüşüm ve kayıt dışıyla mücadele iddiası da dayanaksız kalıyor. Yani Babacan'ın dün yapısal değişim olarak sunduğu yeni TTK yapısal değişim olmaktan çıkıyor. "Eski düzene devam" diyen bir yasa oluyor.
Babacan'ın, ekonomide yapılacaklarla ilgili diğer açıklamalarına gelirsek... Kıdem tazminatı fonu yasası sonbaharda TBMM açıldığında ele alınarak yeni düzenlemeler yürürlüğe konacak. Bu konuda Babacan şunları söyledi; "mevcut sistemde işçilerin ancak yüzde 8'i kıdem tazminatı alabiliyor. Özel sektörde, bazı kurumsal şirketlerde çalışanlar hariç işçiler hak kaybına uğruyor. Sadece kamu kesiminde çalışan işçiler kıdem tazminatı alabiliyor. İşte bu nedenle yeni düzenlemede herkes kıdem tazminatının ve sigorta priminin yatıp yatmadığını kendisi takip edecek. Yeni getirilecek bireysel emeklilik sistemiyle artık kıdem tazminatı yanmayacak ve yeni sistem taşeronluk sistemini de ortadan kaldıracak" dedi.
Para politikasıyla ilgili yapılan düzenlemelere ise toplantıya Babacan'la birlikte katılan, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı ve Başkan Yardımcısı Mehmet Yörükoğlu açıklık getirdiler. Başçı, mevduat munzam karşılıklarında yaptıkları düzenlemelerle dış şoklara karşı döviz kurlarındaki oynaklıkları azaltacaklarını söyledi. Yeni yapılan düzenlemelerle Türk parası mevduat hesaplarına döviz ve altın cinsinden ayrılacak karşılıkların sisteme güveni çoğalttığını belirtti. Ayrıca yastık altı altınların bankacılık sistemine katılmasının Türkiye'nin rezerv gücünü artıracağını ileri sürdü.
Anlayacağınız, Türkiye ekonomisinde herhangi bir olumsuz gelişme söz konusu değil. Başbakan Yardımcısı Babacan, gece yatarken Türkiye ekonomisi ile ilgili bir endişe duymadığını ama zengin ülke ekonomilerinden kaygılandığını belirtti.
