İstanbul'u diğer dünya kentlerinden ayıran pek çok özelliğinden ve üstünlüğünden biri de hür köpekleri ve hür kedileridir. "Köpekler, İstanbul'a Fatih Sultan Mehmet'in ordularıyla geldi. Kendilerine ihanet etmeyen İstanbullulara tam bir güven duydular. Ne yazık ki 'Terakkiyi! ve hükümet işlerine Levantenlerin girişini!' unuttular. Dört beş asırlık sadakatten sonra ve kimseyi hiçbir zaman ısırmamış olmalarına rağmen katliamların en iğrencine mahkûm edildiklerini gördüler.
Önce hiçbir Türk, "Hilale uğursuzluk getireceği" söylenen bu onur kırıcı görevi üstlenmek istemedi. Bu yüzden serseriler, haydutlar görevlendirildi. Köpekler maşalarla yakalanıp kan revan içinde Hayırsızada'ya atıldılar. Aç ve susuz inleye inleye öldüler.
İşte bu katliamı, terakki adına yani modernlik adına, İttihat ve Terakki idaresi yaptı. Halk köpeklerin bir kısmını evlerine sakladı. Köpekleri sakladığı için süvari yüzbaşısı Tevfik Bey bir ay hapse atıldı. Bu satırların yazarı ünlü Fransız yazar Pierre Loti, bu katliamın Türkiye'ye uğursuzluk getirmesinden korktuğunu söylüyor. Korktuğu da başa geliyor. Balkan Harbi patlak veriyor. Bulgarlar Çatalca'ya kadar geliyor. Ardından I. Dünya Savaşı başlıyor ve bu defa Ermeni tehciri ve yenilgi yaşanıyor. İşte bütün bunlar İttihat ve Terakki'nin hayvan ve insan katliamlarının kronolojik bir sıralaması.
İmparatorluğun başkenti İstanbul'un tarihinde işte gene ittihatçıların iktidarında yaşanmış olan bir de böyle bir utanç verici bir olay var. Ama bu acı olaylar bir daha yaşanmayacak. Çünkü hayvanlara kötü muamele yapanlara artık hapis cezasına kadar giden yeni Hayvan Hakları Yasası çıkacak.
Cumhuriyetin kuruluşundan bu güne kadar medeniyeti sadece laiklik olarak gören ve kendisini İttihat ve Terakki'nin devamı sayan CHP ve eski Adalet Partisi ve onun uzantıları, yıllarca iktidar oldular ama konuyu bu güne dek hiç gündeme getirmediler. Hayvanlar ve insanlar onlar için hiç önemli olmadı. Fakat İslamcılıkla suçladıkları AK Parti şimdi Hayvan Hakları Yasası' nı çıkartacak. Niye? Çünkü onlar Fatih'in ordusuyla İstanbul'a gelen küçük dostlarımız hür köpeklere ve hür kedilere daha duyarlılar. Çünkü onların önünde Hz. Muhammed'in hayvanlara yaklaşımı birer ders.
Hayvan haklarının unutulmaz savunucusu rahmetli Prof. Dr. İsmet Sungurbey'in aktardığına göre, Hz. Muhammed, Mekke'yi fethe giderken, yeni yavrulamış bir köpeğe rastlamış, bu hayvanlara kimsenin dokunmamasını buyurmuş, bununla da yetinmeyerek savaştan dönünceye dek hayvanların başına silahlı bir nöbetçi dikmiş.
Yine Sungurbey, Hz. Muhammed, bir meclisten ayrılmak üzere ayağa kalkacakken, hırkasının eteğinde uyuyakalmış bir kediyi uyandırmalarına engel olarak, hırkasının eteğini kestiği yolunda halk arasında yaygın bir inanç bulunduğuna, sahabilerin büyüklerinden olan Ebu Hureyre'ye pek çok kediye acıyıp baktığı için "kedilerin babası" demek olan bu adı verdiğine işaret ediyor. (*)
Anlayacağınız AK Parti hükümetleri mali disiplini uygulayarak devletin iki yakasını bir araya getirdiler. Sağlık ve eğitim harcamalarını, askeri harcamaların üzerine çıkartarak fakirin yanında durulacağını gösterdiler. Ve devlet hazinesinin istenirse nasıl iyi yönetilebileceğini ispatladılar. Bu defa hayvanlara kötü davranmamayı da onlardan öğreneceğiz. Yine hayvan hakları savunucuları ve AK Parti'nin öncülüğünde küçük dostlarımıza sahip çıkarak insanlığa bir adım daha yaklaşacağız.
(*) Prof. Dr. İsmet Sungurbey, Hayvan Hakları Bir İnsanlık Kitabı / İstanbul 1993