Geçen yıl Türk parası olarak en çok Cumhuriyet altını kazandırdı. Altının ardından Amerikan doları ve İsviçre frangı geldi. Sırasıyla kazanç oranlarını verirsek, 2011'de Cumhuriyet altını yüzde 36, dolar ve İsviçre frangı da yüzde 22 kazandırdılar.
Peki bu yıl parayı nereye yatırmak gerekiyor? Geçen yılın en çok kazandıranı Cumhuriyet altını, 2012'de en fazla kazandırmayabilir. Çünkü altın fiyatlarında artış bekleyenler kadar gerileme bekleyenler de var. Barclays bankası, altının onsunun (31.1gr) 2.000 dolara, UBS bankası 2.050, Goldman Sachs yatırım bankası ise 1.810 dolara kadar çıkacağını düşünüyor. Onların aksine, altının onsunun yıl içinde gerileyeceğini belirten Jim Rogers gibi ünlü yatırımcılar da var. Rogers'a göre 11 yıldır sürekli artan altın fiyatları 2012'de düzeltme yapıp 1.200 dolara gerileyecek.
Gelelim bu yıl döviz kazandırır mı sorusuna... Son on dört aya bakıldığında, Türk parası yüzde 32 değer kaybetti. Türk parası üzerindeki aşırı değer alındı ve Türkiye ekonomisi rekabet gücü kazandı. Dolayısıyla iç ve dış şoklara karşı dayanıklı hale geldi. Ayrıca Türkiye'de bütçe açığı da çok az ve kamu borç yükü düşük olduğu için Merkez Bankası üzerinde para basma baskısı yok. Dolayısıyla enflasyon, 2012 hedefi olan yüzde 5'e yakınlaşabilir. Bunun sonucunda da Türk parası değerlenir.
Hemen belirtelim Ağustos 2011'den bu yana pek çok gelişmekte olan ülkenin para birimi yüzde 20'ye yakın değer kaybederken, Türk parası ancak yüzde beş değer yitirdiği için, liranın bundan sonra fazla değer kaybetmesi beklenmemeli. Ayrıca temel ekonomik göstergelerde Türk parasının değer kaybetmesi için bir neden de yok. Kısacası döviz almak bu yıl kazandırmayabilir.
O halde hangi yatırım araçları bu yıl kazandırabilir? Hazine tahvil faizleri şu sıralar yüksek. Gösterge tahvilin faizi yüzde 11.5 civarında. Şimdi alınacak tahvillerin, yıl içinde azalan enflasyona paralel olarak faizlerin gerilemesi sonucunda para kazandıracağını söyleyebiliriz. Şunu da dikkate almak gerekir. Bugün dünyada küresel sermaye akımları gelişmekte olan ülkelere kayıyor ve bu da bu ülkelerde tahvil ve hisse senedi talebini çoğaltıyor. Çünkü zengin ülkelerin üretimdeki payı azalıyor, gelişmekte olan ülkelerin payı ise artıyor.
2011'de, gelişmekte olan ülkelere olan özel sermaye akımının net tutarı 574 milyar dolardı. Bu yılki rakamın net 610 milyar dolar olacağı tahmin ediliyor. Bu paranın 109 milyar dolarının Türkiye'nin de içinde bulunduğu Doğu Avrupa, 308 milyar dolarının Asya, 128 milyar dolarının da Latin Amerika ülkelerine gideceği düşünülüyor. Bu demektir ki, bu yıl Türkiye'nin tahvil ve hisse senetlerine talep artacak. Bir de yabancıların gayrimenkul alımlarında mütekabiliyet esası kaldırılırsa, Türkiye'de yabancıların gayrimenkul talebi de yükselecek.
İşte bütün bu sıraladığımız gerekçeler sonucunda, Hazine tahvili, iyi seçilmiş hisse senetleri ve depreme dayanıklı konut ve gayrimenkul, yatırımcısına 2012'de para kazandırabilir.