Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÜLEYMAN YAŞAR

ABD artık dünyanın birincisi değil mi?

Amerikalılar hâlâ kendilerini dünyanın en başarılı ülkesi olarak görüyorlar. Ama gerçek öyle değil. Son yayınlanan iki rapor, ABD'nin pek çok konuda geriye düştüğünü gösteriyor. Bu raporlar, ABD'lilerin kendilerine olan güvenlerini sarsabilir.
Raporlardan ilkini OECD hazırladı. Buna göre ABD, OECD üyesi 34 ülke arasında, Meksika ve Şili'den sonra gelir dağılımı en kötü olan üçüncü ülke oluyor. Nedeni de şu... ABD'de sağlık ve eğitim hizmetine ulaşmak oldukça zor. OECD ülkeleri arasında ABD, sağlık hizmetine ulaşmada 23'üncü, eğitim hizmetine ulaşmada 20'nci geliyor. İlk beşte ise başarılı sağlık ve eğitim hizmetiyle İskandinav ülkeleri sıralanıyor. ABD'nin sağlık ve eğitimde 20'li sıralara düşmesi oldukça düşündürücü. Özenerek bakılan, dünyaya model olmuş "Amerikan hayat tarzı" artık model olma özelliğini yitirmiş, sonucuna varabiliriz bundan.
ABD'leri hayal kırıklığına uğratan ikinci raporu ise Dünya Bankası hazırladı. Bu rapora göre ABD artık girişimciler için arzulanan bir ülke olmaktan uzaklaşıyor. Çünkü ABD'de bürokrasi artmış, yatırımcının işe başlaması için alacağı izinler çoğalmış.
Bürokrasi nedeniyle izin almak için bekleme süreleri uzadığından, ABD kolay iş kurmada 13'üncü sıraya gerilemiş. Öyle ki iş kurmak için uzun bir bürokratik izin mekanizmasını aşmak gerekiyor. Bu yüzden de ABD, dış ticaret yapmakta 20'nci, gayrimenkulü tapuya tescil ettirme hızında 16'ncı sıraya gerilemiş durumda. Anlayacağınız bir zamanlar girişimcilerin gözdesi olan ABD, 2011'de girişimcilerin kolay iş yapabildiği ülkeler sıralamasında dünyada birincilikten dördüncülüğe düşmüş.
Peki ABD niye pek çok alanda dünya birinciliğini kaybetti? Amerikalılar, anayasaları, demokrasi pratikleri, konuşma özgürlükleri, eşitlik ve ayrıcalıklı değerler sistemiyle övünürler. Ama savaşçı tavırlarını pek tartışmazlar. Diğer ülkeler, askeri harcamalarını II. Dünya Savaşı'nın ardından zaman içinde yarıya indirirken, ABD sürekli artırdı. Bugün ABD'nin askeri bütçesi oransal olarak II. Dünya Savaşı askeri bütçelerinin üzerinde seyrediyor. ABD bütçesinin yüzde 20'sinden fazlası askeri harcamalara gidiyor. Bu yüzden ABD'liler eğitim ve sağlık hizmetlerine ulaşmada gerilediler. Gelir dağılımında Meksika ve Şili'nin ardından en kötü ülke konumuna geldiler.
Kısacası, Wall Street işgalcilerinin neden hızla çoğalıp taraftar bulduğu, bu son iki raporla iyice açığa çıkıyor. ABD'de sosyal adalet, askeri harcamaların bütçe harcamalarının yüzde 20'sini aşmasıyla bozuldu.
Gelelim Türkiye'ye... Cumhuriyet tarihinde ilk defa, 2004'te, kamu harcamaları bileşiminde eğitim harcamaları, askeri harcamaların üzerine çıktı. Sağlık harcamaları da 2011'de askeri harcamaları geride bıraktı. Eğitim harcamaları, bütçe harcamalarının yüzde 11'ine yükseldi. Askeri harcamalar yüzde 5'e geriledi. ABD'de ise tam tersi askeri harcamalar kamu harcamalarının yüzde 20'sini aştı.
Demek ki, Türkiye'nin son on yılda refah artışında hızlı yol almasının sırrını kamu harcama bileşiminin değişmesinde aramak gerekiyor. Eğitime ve sağlığa, askeri harcamalardan daha fazla kaynak ayrılması refahı çoğaltıyor. İşte Türkiye, bu sayede Cumhuriyetin 88'nci yılında gelir dağılımında ABD'den daha iyi bir seviyede bulunuyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA