Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÜLEYMAN YAŞAR

Cari açık kriz çıkartır mı?

Cari açık, yine sorun olarak karşımıza çıktı. Türkiye not artışı beklerken, kredi derecelendirme kuruluşları, önceki gün, "cari açık yüksek. Bu risk unsurudur" diyerek Türkiye'nin notunu artırmayacaklarını bildirdi. Bundan önce de, "12 Haziran genel seçiminin sonucunu görelim" diye bahane bulmuşlardı.
"Peki nedir cari açık? Kısacası cari açık, bir ülkenin ürettiğinden çok tüketmesi anlamına gelir. Ürettiğinden fazla yapılan harcama, borçla finanse edilir.
Gelelim cari açığa... Türkiye'de cari açığın nedeni, Merkez Bankası bir türlü kabul etmese de, kendisinin 2010 sonuna kadar sürdürdüğü "yüksek faiz-düşük kur politikası" dır. Çünkü yüksek faiz TL'yi değerlendirdiğinden, Türkiye, ihracatta rekabet gücünü kaybetti ve ihracat kârlı olmaktan çıktı. İthalat kârlı hale geldi. Bu tabii ekonomide dengeleri bozdu.
Zira dış ticarete konu olan mallara yatırım azaldı, iç piyasada tüketilen mallara yatırım ise çoğaldı. Örnek olarak, ihracatçıların konut yapımına yönelmesini gösterebiliriz. Kısacası, Merkez'in inatla sürdürdüğü "yüksek faiz- düşük kur politikası" sonucunda döviz gelirleri azalırken döviz giderleri çoğaldı.
Ve cari açık yükseldi.
Cari açığı yükselten tek unsur bu mu? Cari açığın, enerji hammaddesi ithalatı nedeniyle de çoğaldığını ileri sürmek mümkün ama... Eğer döviz kurları gerçekçi olsaydı ve doğru fiyatları gösterseydi, enerji hammaddesi ithalatı da, doğrusu şu ki, ikame mallarına yönelir ve ithalat azalırdı. Ama Türkiye'de döviz, Merkez'in politikaları sonucu uzun dönem ucuz tutuldu. Böyle olunca da, kimse ithal edilen enerji hammaddesi kullanımını azaltmaya yanaşmadı. Böylece artan ham petrol fiyatlarının cari açığa olumsuz etkisinden kaçınmak mümkün olmadı, olamıyor ve olamayacak.
Gelelim cari açığın kriz çıkartıp çıkartmayacağına... Bizde ekonomik krizler, hep kamu maliyesinde oluşan yüksek açık ve cari açığın bu yüksek açığa bağlı olarak yükselmesinden kaynaklandı. Son 20 yıldaki büyük krizleri incelersek, 1994 ve 2001 krizleri öncesinde kamu bütçe açıklarının milli gelire oranı sırasıyla yüzde 6.7 ve yüzde 10.9 idi. Cari açığın milli gelire oranı ise her iki krizde de yüzde 5'e yakındı.
Yani, kamu finansman açıkları dış borçlanmayla finanse ediliyordu.
Bugün durum farklı. Kamu bütçesi açığının milli gelire oranı yüzde 3'ün altına geriliyor.
Kamu borç yükü de yüzde 40 düzeyinde. Dolayısıyla kamu kesimi için kriz sinyali yok.
Bugünkü cari açık, kamunun değil, özel sektörün, ürettiğinden fazla harcamasından kaynaklanıyor. Ve özel sektör, bu açığın bir kısmını kendi kendisine verdiği borçlarla finanse ediyor.
Bunu nereden biliyoruz... 2008'de dünyada mali kriz derinleştiğinde, "Borçlarımızı ödeyemeyiz.
IMF'den para alıp bize verin" diye hükümete veryansın edenler, Ankara'nın IMF ile anlaşmasından ümidi kesince, borçlarını paşa paşa ödedi. Ayrıca bankaların dış borçları da bugün bir kriz işareti vermiyor. Bu borçlar, 14 milyar dolarlık döviz açıklarına rağmen sürdürülebilir durumda. Çünkü bankalar, açık pozisyondaki borçlarını sigortalamış.
O halde kamu kesimi için sorun ne? Niye uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları, Türkiye'nin kamu kesimi için kaygılanıyor ve "cari açığınız çok yüksek" diyerek kredi notunu artırmıyor?
Bu kuruluşların Türkiye'nin dış borçlarının kamuya değil özel sektöre ait olduğunu bilmemesi mümkün mü? Tabii ki değil. Ama amaçları farklı.
Amaç, Hazine borçlanma faizlerini yüksek tutup Türkiye'nin rantiyelere para aktarmasını sağlamak. Yani saadet zincirini sürdürmek. Geçmişte başka ülkelere de aynısını yapmışlardı, tehditle para kazanmışlardı. Şimdi Türkiye'den tehditle para kazanma arzusundalar.
Türkiye'de özel sektörün borcunu kamu borcu olarak değerlendirmenin ve böylece, kredi notunu sokak ayaklanmalarına sahne olan Tunus'un da altında tutmanın başka bir açıklaması olamaz.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA